Kitapta her şeye razı olmuş bir hüzün var. Sanki insanların sadece kedilerle konuşabileceği şeylerden bahsediyor bu hikayeler. Yakasında bir kedinin ayak izleriyle verimli, rahat, iyimser, girişken olmaya çalışan hatta -hayat tarafından- böyle olmaya zorlanan insanlar ve günlük yaşantı parçacıkları. Hepsi de ustaca kaleme alınmış, bence öykü yazmayı düşünenler Calvino’yu mutlaka okumalı.
Hikayeler ve ve kahramanlar fazlasıyla gerçek. Sıradan hayatların basit bir dille anlatımı. Zor olan yani.
Bulutlara asılı duygularının içine içine yağmasını isteyenler de okumalı tabii ki. Gerçeklerle bezeli ölü kelebek resimleri; insan ve hayalleri, salt gerçeklik karşısında ne kadar da acizler.
Hayat sağır biriyle anlaşmaya çalışmak gibi yorucu. Yoruldukça sağırlaşıyorsun ona benziyorsun. Herkes ve her şey, günden güne biçimini ve anlamını yitiriyormuş gibi. Belki de yazılmışların içinde aramamız bundan onu, kendimizi sayfaların içine hapsederek.
Okumak hayatın kendisinden daha güzel.