Bazen gerçekten diyorum keşke hiç büyümesek. Neden diye soracak olursanız büyüdükçe kalbi küçülüyor insanın en sonunda acımasız, gaddar bir canlıya dönüşüyor. Çok uzatmadan konuya geçecek olursak kitapta bir çocuk, ablası, annesi ve babası beraber yaşıyorlar. Bu çocuğun adı Bruno ve Bruno'nun babası bir asker. Babasının işi nedeniyle Berlin'den Out-With'e taşınan Bruno'nun hikayesi bir tel örgüsüyle değişiyor. Tel örgünün bir tarafında Bruno, ailesi ve askerler yaşarken diğer tarafında tutsaklar yaşıyor. Bruno yasak olmasına rağmen tel örgünün diğer tarafındaki Shmuel ile arkadaş oluyor ve hikayemiz böyle devam ediyor. Sonununu hiç böyle beklemiyordum. Gerçekten çok üzüldüm ve bir süre etkisinde kaldım. Konuyu çok anlatmadan açıklamaya çalıştım çünkü gerçekten kendiniz hissederek okumalısınız. Herkese iyi okumalar!
"İnsanoğlu -her zaman, her yerde, kim olursa olsun mantığının ve çıkarlarının buyurduğu gibi değil de, gönlünün çektiği gibi davranmıştır; çıkarlarımızla çatışan şeyler de istenebilir, hatta bazen bütünüyle böyle olmalıdır."
"Ama insanlar dizgelere, bir takım soyut kavramlara öylesine düşkündürler ki, salt mantıklarını haklı çıkarmak için gerçekleri bile bile değiştirmeye, gözlerini kapayıp kulaklarını tıkamaya razıdırlar."
"Duvarı delmeye gücüm yetmiyorsa, 'ille de deleceğim' diye yırtınmam elbette; ama önümde yıkmaya gücümün yetmediği bir taş duvar bulunmasına da razı olamam."
"Küçük hanımlar, küçük beyler.. Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız.
Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız."
.
.
.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun 🇹🇷🇹🇷