Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
gülcan bakır
gülcan bakır
@gulcanbakir
188 okur puanı
Eylül 2016 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Gençlere yönelik bir aşk kitabı. Tabi yüksek beklentilerle okumadım. Ama yinede emek var genç okurların hayallerini süsleyecek tarzda. Hatta altı cizilecek bir çok cümle barındırıyor kitap. Duygularından emin olamayan esas kızımız Elif ve kendinden emin, aşkı için herşeyi yapan esas oğlanımız Eser aşk hikayesi.
Düzenli hayatı olan, kuralların dışına çıkmayan Elif kutlama yapmak için gittiği gökdelenin asansöründe mahsur kalır. Ama yanlız değildir. Sınır tanımaz, hayatın planlanamaz olduğunu gösterecek Eser'le birliktedir. Asansörden çıkınca kurallara uymak artık eskisi kadar kolay olmayacaktır Elif için.
Beattles grubunun sarkilarıyla desteklenmiş klişe bir aşk romanı elinizde varsa okuyun ama para veripte almanızı hiç tavsiye etmem.
Kitapla kalın...
Çok merak ettiğim ve ilk Franz Kafka kitabım Dönüşüm yorumu ile sizlerleyim. Nedense sadece 67 sayfa olmasına rağmen çok çabuk ilerleyemedim. Kitabın bazı yerlerini iyice sindirmem gerekiyordu.
Kitaptan şöyle bir anafikir çıkardım. İnsanlara faydan dokunuyorsun, onların herhangi bir ihtiyacını karşılıyorsan, sevilirsin sayılırsın. Eğer faydan
Ah Bre Sevda, Ah Bre Vatan kitabının devamı niteliğinde olan bu roman Eleni ve Enver'in İzmir işgali sırasında birbirlerine olan imkansız aşk hikayesine tanık oluyoruz.
Denizin öte yakasında yaşayan Mehmet ve Fidan’ın büyük aşkının geleceği ise kör bir kuyunun dibindeydi. Ne bir umudu vardı Mehmet’in ne de hayali. Bir evi bile yoktu.
Yıllardır kapı komşusu olan , çocuklarını birlikte büyüten, birbirlerine kan kardeş diyen halkın savaş denilen canavar nasıl da birbirine düşürmüştü. Artık kim dost, kim düşman belli değildi.
Yakılıp yıkılan Anadolu küllerinden yeniden doğuyordu.
İzmir işgalini bir de Demet Altınyeleklioğlu'nun kaleminden okuyun derim. Tarihi adeta ilmek ilmek işlemiş. Kalın bir kitap ama akıcı çok keyifli bir okura adeta dönemi yaşatıyor.
Okur Takip Önerileri
Her ne kadar çocuk kitabı olarak bilinsede, bana çok şey kattı. Çocukluğumuzun ve günümüzün usta edebiyatcılarının hayatları ve unutamadiklari çocukluk anılarını biraraya getirmiş Hikmet Altınkaynak . Kitapta nostaljik olarak o dönemleri yaşatmakta ve her durumda azimle hedeflerine ulaşabileceklerini belirtmekte. Kimler yok ki Yaşar Kemal,Aziz Nesin,
Adalet Ağaoğlu,
Necati Cumalı,Gülten Dayıoğlu, Rıfat Ilgaz ve daha niceleri...
Bir çocuk kitabı bana bu kadar çok sey kazandırabilecegi aklıma gelmezdi açıkçası. Yazarların kendi ağzından anlatımı ile hoş nostaljik bir gezintiye çıkıyorsunuz. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Üç kuşak kadının keder dolu hayat yolculuğunu kalp kırıklıkları, ustalıkla bicimlendirilmiş karakterler ve gizem dolu unutulamayacak samimi bir hikaye kaleme almış yazar.
Beth ve Erica büyükannesinden sadece onlara miras kalan, çocukken yaz tatillerini geçirdikleri malikhaneye kısa süreliğine gelirler. Ve özellikle Erica ailesini gizemli geçmişini çok merak etmektedir.
23 yil önce son tatillerini yaramaz haylaz kuzenleri Henry ile birlikte geçirirken esrarengiz bir şekilde Henry kaybolur ve öldü diye kayıtlara geçer. Erica çocukluklarinda saklandıkları tavanarasında içinde resim mektuplar ve bebek cıngırağı bulunan bir sandık bulur. Kendi çocukluk anıları ve mektuplar ilerleyen sayfalarda sırlar yapı taşları yerli yerine oturur. Büyükannelerin pişmanlıklarını, küçük kızlar büyüyecek ve onlarla yüzleşecek.
Iki dönemli anlatilan bir ailenin ilgi cekici hüzünlü tarihinin iceren bu kitaba fırsat tanıyın derim.
Kitaplı günler.
Çok genc yaşta eşini kaybeden Elsie'nin bazen üzen, bazen gülümseten hikâyesine şahit oluyoruz bu kitapta. Düşününce bazı şeyleri nasıl bu denli güçlü kalabilmiş şaştım. Kitap üç karakterden olusuyor Elsie, Olly ve Torin ..Hayat mücadelesinde ne olursa olsun yolumuza devam etmeliyiz çünkü bir sonraki nefesimiz bize neler getirir bilemeyiz. Asla pes etmemeyi, yolumuza devam etmemiz gerektiğini öğreten bir hikaye.
Yalnız hem konu hem de anlatım bakımından zayıf bir kitaptı. Karakterleri bile hiç ilgi çekici yani yoktu ...Kitabın konusunu tek bir dogrultuda toplamak mümkün değil. Arka kapak yazısı bile buna dahil. Vasat bir kitaptı biraz kapağı bana ilgi çekici gelmişti. Doğrusunu yazmam gerekirse çok zor bitirdim....
Kimberley Freeman en sevdiğim yazarlardan bir tanesi. Hani denir ya "ne yazarsa yazsın okurum denilen türden." Yazarın anlatımı, hikayelerin derinliği, karakterlerin sağlam duruşu, gizemli sonları. Hemen hemen her kitabında kullandığı eski zaman ve günümüz anlatımları arasında gidip gelen bir hikaye.
Emma, büyükannesinin desteği ile ödülleri olan dünyaca ünlü bir balerin olmuştur. Fakat erkek arkadaşının onu aldattığını öğrendiği anda kendi aşırı derecede bale çalışmalarına kaptırır ve bir kaza sonucu bileği kırılır, benim yaşam tarzım dediği baleyi yapamayacak duruma gelir. Tam ümitsizliğe kapildığı anda büyükannesini vasiyetle ona Tazmanya da bıraktığı ev ile birlikte gizemli geçmişini araştırmaya araştırmaya gider.
Beattie yıllar önce Evli olan Henry'den hamile kalır. Annesine durumunu anlattığında onu kovar. Henry birlikte kaçarlar fakat o andan itibaren Henry değişir, zorluk pismanliklarla dolu yaşamın başlamıştır Beattie için.
Oldukça dokunaklı, duygu yüklü ve yazarın hayal gücü yine doruklardaydı. Ben büyük bir keyifle, bir sonradaki sayfada ne olacak heyecanı ile okudum..kesinlikle cok etkileyici...
Kitapla kalın.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, ben edebiyat eleştirmeni ya da yorumcusu değilim. Sadece iyi bir okuyucuyum. Kaldı ki Livaneli gibi çok yönlü değerli bir yazarın kitabı ve kendi hakkında yorum yapmak ne haddime. Sadece elimden geldiğince kitabı sizlere tanıtmak amacım.
Kaplanın sırtında- İstibdat ve Hürriyet kitabında iktidardan düsen Sultan Abdulhamit'in Selanik'te geçen sürgün yıllarını (1909-1912) konu almış.
Selanik sürgün yıllarında Sultan Abdulhamit ve ailesine bakan Askeri hekim Hüseyin Atıf Bey'in varlığı ile kitaptaki dengeyi tamamlıyor. Roman küçük bölümler halinde yazılması akıcı bir şekilde okunmasını sağlıyor. Bu teknik aynı zamanda ileri ki tarihlerde ihtiyaç duyulduğunda karakterlerin farklı bakış acısini tekrar analiz etmemizi sağlıyor. Kitapta Sultan Abdulhamit'i tüm sıfatları ötesinde sadece insan olarak görmemizi sağlıyor. Hüseyin Atıf Bey, adeta içimizi kemiren Abdulhamit emri ile şöyle astı, böyle kesti gibi elestiriletimizi sanki bizim adımıza Sultan'ı sorguluyor ve cevap alıyor.
Sonuçta ben bu kitabı keyifle okudum. Döneme dair alışılmış kliselerden kurtaran ,kendi ölcülterimden varsaydığım o döneme bakış açım değişti.
Kesinlikle vakit kaybı olarak nitelendirilmeyek edebi bir eser...
Kitapla kalın.
Öncelikle şunu belirtmeden geçemeyeceğim, bu yayınevinin insana kitap
okuma isteği aşılayan renkli
kapaklarına bayılıyorum.
Matt bir beyin cerrahıdır. Birlikte büyüdükleri komşu kızı ve biricik aşkı Elle ile evliliklerinde çok istedikleri çocuk hayallerine bir türlü
ulaşamazlar. Her defasında bir sebepten Elle bebeğini kaybeder. Son hamile kaldığında Elle kaza geçirir merdivende düşer ve bitkisel hayata girer. Matt mücadelesi bu zamandan sonra başlar. Elle, Matt'in annesi Linney'e bir ön direktif vermiştir, yaşama şansı düşük olan bir durumda fişinin çekilmesini ister. Fakat hamilelik durumu olduğu için Matt buna karşı çıkar. Artik bebeği için, basta annesi olmak uzere kanunlarla ugraşmasi gerekmektedir. Olaya medyanında karısmasıyla , halkın göz önünde yaşanması çok taraflı zararlara yol açar.
Kitapta ara ara Matt ve Elle geçmişteki yaşanmışlıkları cocukluklari ve gençlik okuyoruz.
Duygu yüklü bir kitap, beni derinden etkiledi. Her ne kadar bizlerde böyle kanunlar olmasada makinelerin fişini çekme konusunda ben ne yapardım diye düşünmeden edemedim. Çok zor bir durum Allah düşürmesin. Kesinlikle okumaya değer bir kitap.
Kitapla kalın...
Biraz gerilimle karışık bir aşk hikayesinde olaylar genelde ormanda kamp ortamında geçiyor.
Angie baba mesleği olan av rehberliği yapmakta ama kasabaya sonradan yerleşen Dare de bu mesleği yapıyor. Rakip olunca Angie de işler çok yolunda gitmiyor. Müşterileri azalıyor .
Angie iki erkek müsterisine ayı avı için bir haftalığına rehberlik yapmak üzere kampa çıkarıyor. Her ne kadar korksada tecrübesine ve donanımına güveniyor. Kampta işler planda olmayan bir şekilde ilerliyor ve Angie bir cinayete şahit olur. Ormanda zamansız başlayan sağanak yağmur ve fırtına ve aç ayı saldırısına karşı savunmasız kalmıştır. Onu bu durumdan kurtaracak kişi nefret ettiği rakibi Dare'dir.
Kitap oldukça akıcıydı, yazarın kalemini beğendim. Ayı saldırısını , fırtınada kaçış anında düşüncelerini anlatımı oldukça gercekciydi. Ortalama bir kitapti ama ben beğendim.
Kitapla kalın.
Öncelikle kitabın başlığına çok güldüm adeta tav oldum. Konusu ve içeriği hakkında hiç fikrim yoktu. Olumsuz yorumlara ön yargılıyla bakmadım..Al ve oku dedim kendime. Başlığa bakılırsa mutlaka gülümsetecek seni ve böylelikle Murat Tavlı'nın kalemi ile tanıştım.
Kahramanımız Zeki Vardar tâbi-ri caizse bir eli yağda bir eli balda bolluk
Duygusal ve sımsıcak aşk hikayeleri ile bilinen yazar Kristine Hannah okurlarına yine masalımsı bir hikaye sunuyor.
Joy Candellaro bulunduğu şehrin kütüphanesinde çalışır ve ugradigi ihaneti sonra kendini toparlayamaz. Kocası onu kız kardeşi ile aldatmış bir üstüne üstelik özlemini duyduğu bebeği şimdi kardeşi yaşıyordu. Bunu üzerine buldu ilk uçakla hiç bilmedi bir yere bilet alır ve yola çıkar. Uçak yolda düşer ve esas hikayemiz burda başlar yaralı bir şekilde kardeşi ve kocasına merak ettirmek için olay yerinden kaçar. Orman içinde göl kenarında eski bir otele yerleşir. Burada Küçük Bobby ile tanışır. Bobby kısa bir süre önce annesini kaybetmiş psikolojik sorunları olan bir çocuktur. Babası Daniel elinden hiç gelmez ve çok üzülür.
0 ikilinin hayatına bir mucize gibi girer.
Hiç tahmin edemeyeceğim bir finaldi begendim mi? Evet begendim...Farklı bir konu, bir kalbe dokunuş şekli....
Kitapla kalın.
Basit bir ekmek hamuru. Dostluk , aile ve komşuluk ilişkilerini düzeltmede ne kadar rol oynadığıni bu kitapta yazar ustaca kaleme almış. Tatlımsı ekmek yapıyorsunuz dörde bölüyorsunuz üç hamuru pişirip hiç tanımadığınız komşunuza veriyorsunuz. Bir parçasını maya olarak saklıyorsunuz.. Özlenen sıcak komşuluk ve dostluk ilişkilerini anımsatıyor bize.
Kitapta yabancı isimler çok fazla ve bende bunları aklımda tutmakta zorlandığım için kısaca şöyle yorumlayacaģım.
Kitap üç ana karakter çevresinde gelişiyor. Julia.....oğlunu kaybetmiş bunun sorumlusu olarak kız kardeşi tutuyor. Ve onu asla affetmiyor. Yaşama sevincini yitiriyor
Hannah....Ünlü bir cellist hayatta yanliz kalmamış hep kocasının gölgesinde yasamış. Bir gun aniden başka kadın yuzunden onu terk etmesiyle yanlız kalmıştır.
Modeline....kocası öldükten sonra oturdukları eski evin altını kafe ve restoran çevirir. Kahramanlarımız bu kafede tanısirlar ve aralarında güçlü dostluk başlar. Ekmek hamuru. mayası Julia'nin kapısının önüne kimliği belirsiz kişi tarafından konulmuştur. Basit bir ekmek hamuru değildir. Amiş dostluk ekmeğidir. Ve bu ekmek başta Julia olmak üzere bütün kasaba halkına minik dokunuşlarla nasıl değiştiğine şahit olacaksınız.. Kitabın başında fazla yabanci isimler kafamı karıştırıyor olsada ilerleyen sayfalarda taşlar yerine oturuyor. Sımsıcak bir kahve battaniye altında okunacak bir kitap.
Kitapla kalın...
Whiskey Creek serisinin son kitabı. Sanırım bu kasabayı ve sakinlerini çok özleyeceğim.
Umut, en çaresiz anlarda yeşermeyi bekleyen bir mucizedir.
Ikinci kitaptan tanıdığımız Cheyeene'in ablası Presley iki yıl sonra küçük oğluyla Wyat'la Whiskey Creek'e döner kardeşinin manevi desteği hayatında yeni bir sayfa açmaya kararlıdır. Geçmişiyle barışmak, çocukluk travmalarından kurtulmak ve bir zamanlar deli gibi aşık olduğu Aaron Amos'u unutmak için kendine yepyeni bir hayat kurmak niyetindedir.
Aaron Amos, Amos kardeşlerin en belalısı kayıp yıllarını telafi etmenin peşindedir. Presley'in dönmesi ile birlikte ona karşı olan duygularının eksilmedigini anlar.
Uzun zaman önce yollarını ayıran bu iki âşık, yeniden karşılaştıklarında geçmişte yaşadıklarını kenara bırakmanın hiç de kolay olmadığını görecekler.
Yazarın tüm kitaplarında toplumsal sorunlara değinmesini cok takdir etmiştim. Fakat bu kitapta ele aldı konu Türk ahlak kurallarına ters düsen bir türdendi. Benim mantığıma hiç mi hic yatmayan ve midemi bulandıran bir konu. Serinin en güzel kitabı olarak beklentimi yüksek tutmuştum maalesef hayal kırıklığına uğradım. Tavsiye edermiyim seriyi takip ettiyseniz belki. Ama tavsiye edebileceğim türden değil.
Yinede kitapla kalın
Her türlü hurafe, büyüye ve büyücülere inanmayan bir gencin, efsanelerle mücadelesini konu almış en sevdiğim dediği bu kitapta Hüseyin Rahmi Gürpınar.
Şevki Istanbul'un siyasi çalışmalarından ve gitgide bozulan âhlâki düzenden bir nebze kurtulmak için bir kaç günlüğüne köydeki arkadaşı Kadri'nin davetini kabul eder. Bir akşam üzeri
