Sevdiğim Ahmet Ümit tarzı buydu işte. Aşkımız eski bir roman’dan sonra bana oldukça iyi geldi. Özellikle suçlularla, katillerle, tacizcilerle mücadelede onları yalnızca yakalayıp hapsetmenin çözüm olmadığı diyalogları okurken kendi içimde hesaplaşmalarla karşılaştım. Bazen ben de çocuk tacizcilerinin öldürülmesini çok doğru buldum ama bazense onları öldürmenin sorunu ortadan kaldırmadığı düşüncesiyle doldum. Elbette insanın içinde kötü bir yan vardı ve elbette insan hangi tarafı seçtiğiyle insanlığını ortaya koyuyordu. Yargılayan mı olacaktık bu hayatta yoksa anlamaya çalışan mı ?
Akıcılığı ve tahmin edilmesi zor durumlarıyla oldukça güzel bir romandı. Boş vakitlerimin tümünde aklıma düşmeyi ve beni kendine çekmeyi başardı. Kitabın kapağında yer alan bir soruyla hepimizi düşünmeye davet ediyorum. “ vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem ?”