Hüznün sağanak gibi yağdığı yüreğime ettiğim "dik dur" ihtârları...
Gece bağrını açıp da gelince iç'ime sessizce
Ne duvar kalır ne gündüz sarıldığım tebessüm yumağı...
Anlat,
Dinleyeyim ey gece...
Anlatayım,
Dinle...
Şimdi heyhat, eski "saat"le beraber akşam da fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir. Ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz.
Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Gurebahane- i Lâklâkan'dan
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez! e.e. cummings
Bu şiiri Deniz Özçelik çok güzel seslendirmiş dinlemenizi tavsiye ederim.
YouTube ve Spotify linklerini bırakıyorum.
Spotify: open.spotify.com/intl-tr/track/3...
YouTube: youtu.be/OAszw0MV5RE?fea...
NEYLERİM
Sen sende böyle parlak
Ben bana ne yeterim?
Sende aşk böyle berrak
Puslu
-Derler ki ;vakitlerden bir gün uzak mı uzak diyarlarda yaşı Kemal yaşını aşmış bir ihtiyar yaşarmış, kasabada ki üç nüfustan biri olan bu ihtiyarın adını kimsecikler bilmezmiş .yukarı mahallede oturan kışın yaklaşması ile oldukça kalabalık bir nüfusa bakan genç delikanlı bu ihtiyarın kapısını çekinerek çalmış bey amca diyerek söze başlamış