Harese nedir , bilir misin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var. Deve dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz... Ortadoğu'nun adeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Artık insanların Gılgamış'ı, Enkidu' su, Hera'sı, Afrodit'i yok, onların yerine hip hop, futbol, müzik ve sinema tanrıçaları var. Tanrılar ve tanrıçalar gibi onların aşk, evlenme, boşanma,kavga,kıskançlık, cinayet maceralarını izliyorlar.
Öyle bir yaşa geldim ki, neye dokunsam hep geç kalınmış, hep eksik yaşanmış... Ve başka bir tekrarı yok... Yaptıklarımız hata olabilir, bunu kabul edebiliriz;ama bunca bilinmezliğin ortasında yine de direnip duruyoruz... Artık anlasın bizi ve bir kez olsun eğilip alnımızdan öpsün bu hayat...
Ben seni en çok ruhun için mi sevmiştim, yoksa tenime yanlış bir kader gibi uyan o ışıltılı tenin için mi?
Yoksa ben senin ruhundan, varlığından çok, ışıklı teninden daha örtülü olan gözlerinden çok, sana bile rakip olan o doyumsuz, başıboş, o küstah şehvetini mi sevmiştim?
Ve bir gün oldu, bir daha hiç aramadı beni. Çünkü o da anlamıştı : Benzerler arasındaki aşk bu hayatın kurallarına çarpınca ışığı gören filmler gibi solar...
Kendi dursa, kafasındaki tilkileri koşan adam... Sussa, beyninde çığlıklar kopan adam...Üzüntüsünü okyanusundan dışarı atmak için, kendinden vazgeçen adam... Elimde olsa ömrümü, yaldızlı bir pakete sarıp ellerine bırakırdım. Al, ne yaparsan yap diye... Ama işine yaramazdı ya... İşte orası ayrı bir acının konusu.
Yalnız bir yosundum küf kokulu bir kayanın altında, özgürleşiyorum... galiba.
Sevmiş olsaydın benim kadar,
Sevdiğin kişi de Juliet olsaydı eğer,
Onu öpmüş olsaydın günler önce,
Tybalt'a benim gibi yenilmiş olsaydın,
Ve severken delicesine, benim gibi sürülseydin buralardan
O zaman konuşabilirdin işte...
Sürgün ha! İnsaf et, ölüm desene şuna.
Sürgünün bakışlarında çünkü
Daha çok dehşet var ölümünkinden,
Ne sonu, ne sınırı,ne ölçüsü, ne ucu bucağı var.
Hiçbir söz anlatamaz bu acının derinliğini.
Şimdi dünyada senden başka sevebileceğim kimse kalmadı. Fakat sen kimsin ki benim için? Sen,beni asla,asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan,hep,ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen,kimsin ki benim için?
Kimileri der ki,hayat sana limon verirse limonata yaparsın. Fakat hayat sana canına okumayı aklına koymuş,gözü dönmüş bir tanrı verirse savaşa hazırlanır,cennete gitmeyi umarsın.
Alexandria( Alex) Andros :D