Beni çok yalnız bıraktın, anlıyor musun? Üstelik ben bu yalnızlığı senden gizleyim diye kıvranırken, sen beni avucunda tutmak azmiyle nelere el atmadın. Beni, benim ruhumun hapishanesine tıkmak; beni, benim korkularım, benim utançlarımla bağlamak istedin. Seni ilk tanıdığım zaman, bende bulduğun bir zaaf anının hüviyetini, bana daima mahkumiyet elbisesi diye giydirdin.