"Kim yatağına abdestli olarak girer ve uyku bastırıncaya kadar Allah'ı zikrederse, gecenin herhangi bir saatinde uyanıp da Allah'tan dünya veya ahiret hayırlarından bir şey isterse, ona Allahu Teala istediğini mutlaka verir."
Hadis-i şerif
Tirmizi, Deavat: 92.
Hadis: Bir kadın dört şey için, yani ya mal için, ya şeref ve şanı için, ya güzelliği için veya diyâneti için nikâh olunur. Sen diyânet sahibesini ihtiyâr et, gözünü aç, sonra iki elin toprağa yapışır.
1491. Ebü’l-Fazl Abbâs İbni Abdülmuttalib radıyallâhu anh şöyle dedi:
- Yâ Resûlallah! Bana Allah Teâlâ’dan isteyeceğim bir şey öğret, dedim.
- “Allah’dan âfiyet dileyin!” buyurdu.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra tekrar yanına geldim ve:
- Yâ Resûlallah! Bana Allah Teâlâ’dan isteyeceğim bir şey öğret, dedim.
- “Ey Abbâs! Ey Resûlullah’ın amcası! Allah’tan dünya ve âhirette âfiyet dileyin!” buyurdu.
Tirmizî, Daavât 85.Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 209.
...
Halbuki Hz. Ebû Bekir’in haber verdiğine göre bir gün Resûl-i Ekrem minbere çıkmış, sonra ağlamaya başlamış ve ashâbına, “Allah’tan af ve âfiyet dileyiniz; zira bir kimseye imandan sonra âfiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir” (Tirmizî, Daavât 106; İbni Mâce, Duâ 5) buyurmuştu.
1490. İmrân İbni Husayn radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem onun babası Husayn’a dua etmesi için şu iki cümleyi öğretti:
“Allâhumme elhimnî rüşdî ve eiznî min şerri nefsî: Allahım! Beni senin doğru yoluna ilet! Nefsimin şerrinden beni koru!”
Tirmizî,
1480.Âişe radıyallâhu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
“Allâhumme innî eûzü bike min şerri mâ amiltü ve min şerri mâ lem a‘mel: Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.”
Müslim, Zikir 65, 66.Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 32; Nesâî, Sehv 63, İstiâze 58, 59; İbni Mâce, Dua 3.
...
Bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sözü daha kapsamlıdır. Bu sözün içine ilk bakışta, insanın o âna kadar yapmadığı, fakat ondan sonra yapabileceği günahlar girmektedir. İnsanın yapabileceği günahlar, yaptıklarından daha çok olabilir. Meselâ günahtan şiddetle sakınan bazı kimselerin bu davranışlarından dolayı gurura kapılıp kendilerini beğenmeleri başlı başına bir günahtır. Âyet-i kerîmede belirtildiği üzere, sadece zulmedenlere erişmekle kalmayan, diğer insanları da perişan edecek olan fitneler vardır [Enfâl sûresi(8), 25] İnsan bu geniş kapsamlı duayı yapmakla, başına gelebilecek sıkıntılardan da Allah’a sığınmış olmaktadır.
1478. Ebû Bekir es-Sıddîk radıyallâhu anh Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e:
- Bana bir dua öğret de namazımda okuyayım, dedi. O da şöyle buyurdu:
- “Allâhumme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran ve lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente, fağfir-lî mağfireten min indik, ve’rhamnî inneke ente’l-gafûru’r-rahîm: Allahım! Ben kendime çok zulmettim.
1474. Ebû Hureyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dayanılamayacak dertten, insanı helake götürecek talihsizlikten, başa gelecek fenalıktan ve düşmanı sevindirecek felâketten Allah’a sığınınız.”
Buhârî, Daavât 28, Kader 13; Müslim, Zikir 53.Ayrıca bk. Nesâî, İstiâze 34, 35.
Açıklamalar
Dayanılamayacak dertler, sabredilemeyecek hastalıklar vardır. Bu dertlerden kurtulmanın bir yolunu bulamayan kimse “Allahım, canımı al da kurtulayım” diye feryada başlar. İnsanın geçimini üstlendiği kişilerin çok olup onları geçindirecek maddî gücünün bulunmaması, sevdiklerinden birinin tedavisi büyük harcamaları gerektirdiği halde çâresiz kalması bu nevi dertlerdendir.
İnsanı helake götürecek tâlihsizlikler ile başa gelecek fenalıklar onun canında ve malında görülebileceği gibi aile fertlerine de musallat olabilir. Böylesine ağır sıkıntılar düşmanı sevindiren felâketlerdir. Takdir buyurulan her şeyin güzel olduğu düşüncesiyle bazı zahitler başa gelenlerden dolayı Allah’tan yardım istemeyi uygun görmese bile, Peygamber Efendimiz’in böyle dertlerden Allah’a sığınmayı tavsiye buyurduğunu dikkate alarak, sıkıntıya düşünce Cenâb-ı Hakk’ın yardımını niyaz etmeliyiz. Zira Âlemlerin Rabbi bir kuluna böyle bir dert ve sıkıntı takdir buyursa bile, onun dua edip yalvarması sebebiyle o sıkıntıyı kulundan uzaklaştırabilir.
1473. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dua etti:
“Allâhümme musarrife’l-kulûb! Sarrif kulûbenâ alâ tâatik: Ey kalpleri yönlendiren Allahım! Kalplerimizi sana itaate yönelt!”
Müslim, Kader 17. Ayrıca bk.Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 168.
Açıklamalar
Hadisimizin
"İki, birden daha hayırlıdır. Üç, ikiden daha hayırlıdır. Dört ise üçten daha hayırlıdır. Artık siz cemaat halinde olunuz. Allah Teâlâ , ümmetimi ancak hidayet üzere toplamıştır."
Kesinlikle kitaplığınızda bulunması gereken bir kitap. 7 farklı hadis imamının toplamış olduğu hadisleri karşılaştırılıyor ve hadis’in açıklamaları yapılıyor.
İslam temizdir. Öyle ise temizleniniz. Çünkü cennete temiz olandan başkası giremez.
Hadis-i Şerif
Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!
Hadis-i Şerif
"Cennette büyük bir köşk vardır. İsmi cömertler köşküdür.
Kim ki, güneş batıdan doğmadıkça tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder.
Hadis-i Şerif"
Ehl-i suffe, başkalarının yardımıyla geçinen fakir insanlardı. Onlara yardım etmek gerekirken kendilerinden bir şey almak doğru değildi. Ayrıca Ubâde radıyallahu anh Kur'an öğretmesi karşılığında ücret aldığı takdirde büyük bir sevâbı kaçırmış olacaktı. Hadis-i şerif ücret almadan Kur'an öğretmeye teşvik etmektedir.