Metin Savaş (d. 1965, Balıkesir) Türk Yazar. Beş yaşındayken İstanbul’a yerleşmiştir. İlköğretim eğitimini Fatih ve Yavuzselim İlkokulları, Çavuşoğlu Özel Koleji ve Gelenbevi Ortaokulu gibi farklı okullarda almıştır. Lise eğitimini Vefa Lisesi'ndeyken yarıda bırakarak çalışma hayatına atılmıştır. Babasının iş dünyasında karşılaştığı güçlükler nedeniyle Balıkesir’e ailesiyle birlikte dönmüştür. O dönemden beri hayatını ticaret yaparak kazanmaktadır. Yirmili yaşlarında hikâyelerden oluşan ilk yazılarını yazmaya başlamıştır. 1995 yılında Türk Edebiyatı Vakfı’nın düzenlediği Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması’nda Ninemin Türküleri adlı kısa öyküsüyle mansiyon ödülünü almıştır.[1] 1998 yılında Orkun Dergisi’nin düzenlediği makale yarışmasında ikincilik aldı.[2] Bu dönemden sonra ilk roman denemeleri yaparak 1999 yılında İstanbul Tuzla Belediyesi’nin açmış olduğu roman yarışmasında Efendi Dayının Kozalakları adlı romanıyla birinciliği Ahmet Kekeç’le paylaştı.[3] Söz konusu roman 2000 yılında kitaplaştırılmıştır. Hiç evlenmemiştir. Yazar halen memleketi Balıkesir’de annesiyle birlikte yaşamaktadır.
Teyzem pantolon giymeme çok kızardı. "Rezil kız," derdi. "Zeki Müren bile eteklikle sahneye çıkıyor!" Ben, Zeki Müren'i her zaman pantolonla gördümse de, teyzemi buna inandıramazdım...:))))
Romancı Metin Savaş’ın tüm kitaplarını konuşacağımız söyleşi serisi başlıyor. 🎙
Sunucu: Büşra ÇARKACI
Konuşmacı: Metin SAVAŞ
Metin Savaş
Kitap: Umay Ana’nın Çalıkuşları / Mitolojiyi Yorumlarken
Umay Ana’nın Çalıkuşları
Tarih: 20 Nisan 2022 / 22.00
📌Çarşamba akşamı serimizin ilk bölümü ile karşınızda olacağız. Mitoloji ve mitolojinin günlük hayatımıza olan yansımaları üzerinde duracağımız sohbetimize, vakti müsait olan tüm dostlarımızı bekliyoruz.
Hayırlı geceler.
31 Ocak’ın son 3 dakikasında Nizamülmülk’ü bitirdim. Böylelikle bu ayı 9 kitapla kapatmış oldum. Ne düşündüm biliyor musunuz? Kitaplar gerçekten zamanı ve mekânı aradan kaldırıyor. Şöyle söyliyim: Kehribar Geçidi’yle M. S 400’lü yıllara Efes’e ve dönemin Roması’na gitmişim. Ak Topraklar ve Nizamülmülk ile 1030-1092 zamanlarına gitmişim İran, Afganistan topraklarına, Tatar Çölü ile İtalya’ya ve Genç Werther’in Acıları ile Almanya’ya kanatlanmışım. Kıvılcım ile Osmanlı’nın son dönemlerine, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Mücadelemize şahit olmuşum. Ve dedim ki tekrar:
“Sahiden kitap okumak ne güzel bir şey yâ hu” 😊 Kitapsız kalmayın ve gerçekten #iyikikitaplarvar #kitap #kitapkurdu #ocakayıokuduklarım #ocakayındaokuduklarım #ocak2022okumaları
Bu ay:
1)
Umay Ana’nın Çalıkuşları
Hemşerimin yeni kitabı elime ulaştı.🗿
Oldukça üretken bir yazar olan Metin Savaş’ın tam bir kitabını daha bitirdim diye sevinirken, külliyatına bir yenisi daha ekleniyor. Allah kalemine zeval vermesin. 🙏🏻 Hem bu kadar farklı alanlarda ortaya ürün koyan bir müellifin, Nehir Söyleşisi de nasıl zengin olur bir düşünsenize!
Baştan sona tüm hayatı ve eserleri üzerinden kendi iç dünyasını okumayı ben bile merakla bekliyorum.
Galiba daha da hızlanmam gerekecek. 🏃🏻♀️
Yeni kitabının ise okuru bol olsun.👏🏻
Türk Ocaklarının kuruluş dönemini yansıtan bu eser kurmaca ve gerçeği layıkıyla buluşturuyor. 1911 yılında Karacaahmet Mezarlığı'nda başlayan maceranın efsanevi hikayesi Türk münevverinin milli kurtuluş mücadelesinin güzel bir anlatısı... Hayat memat dönemlerinin celikleşmiş karakterleri hem fikrin hem de savaşın neferi olmanın onuruyla yaşamışlar... Bu nedenle karakterlerden ve kitaptan gelecek nesillerin idrak etmesi gereken çok şey var... Okuyarak idrak etmek bize borç olsun. Türk Ocakları bu milletin temel kolonlarına sarılmış çelik bir kelepçedir.
Kıvılcım Türk Ocaklarının Romanı - Metin Savaş
Kıvılcım romanı ikinci meşrutiyetin ilanı ile başlıyor. Karacaahmet Mezarlığı’nda bir grup tıbbiyeli genç bir ara gelerek Türk Ocağı’nın fitilini ateşliyor. Metin Savaş bu eserinde hem bir yandan dönemi anlatırken hem de Türk Ocağı’nın oluşumundaki gençlerin hayatlarına yer vermiş. Hamdullah Suphi, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin gibi gerçek karakterlerin yanında kurgu karakterlerin de boy gösterdiğini görüyoruz. Gençlerin bu kadar saf duygularla hareket etmesi ve bu uğurda mücadelelerini her ne pahasına olursa olsun sürdürmeleri takdire şayandı… Ayrıca vatanımız nasıl badirelerden geçtiğini bir kez daha okumak üzüntü verse de kıymetlerini daha iyi hissettirdi diyebilirim.
Roman ağır bir tarihi kurgu içermiyor hatta bazı bölümlerde maceraya yakın olaylar da mevcuttu. Finali ise galiba en iyi bölümü oluşturuyordu.
Bu arada Kıvılcım, Metin Savaş’tan okumuş olduğum 10. kitap oldu. Merak edenlere Kıvılcım’ın yanı sıra yazarın diğer kitaplarını da tavsiye ederim. Son olarak, Türk Ocaklı kadınların romanı yazılmaktaymış. Onu da merakla bekliyorum.
“Düğün dernek tarihi yaklaşırken kasabalılar Kuvayı Milliye için kermes düzenlediler. Bir de gördüler ki gelin olmaya hazırlanan kız kucağında beyaz gelinlikle kermese gelmiştir. Kızcağız beyaz gelinliği herkesin şaşkın bakışları altında masanın üstüne attı. Beyaz gelinlik masanın üstüne tel tel döküldü. Gölge bütün bu olan biteni görmüştü. “Vatan kan ağlarken ben bu gelinliği giyemem. Satın beyaz gelinliği. Parasını askerciklere yollayın.”
KıvılcımMetin Savaş · Ötüken Neşriyat · 202158 okunma
Tek kelime ile harika. "Dede Korkut hikâyeleri nasıl ki bozkır medeniyetinden İslam medeniyetine, Orta Asya'dan Küçük Asya'ya geçiş sancılarını yaşamış olan Oğuz toplumu çağının anlatısı ise, Ruh Adam romanı da üç kıtadan çekilerek Anadolu'ya sığınmış ve Şark medeniyetiyle Batı medeniyetinin Araf'ında sıkışıp kalmış olan Türkiye Cumhuriyeti çağının tahkiyesidir. Türk toplumunun yirminci yüzyıldaki birtakım sapmaları, önyargıları ve psişik rahatsızlıkları Ruh Adam romanını doğurmuştur."