Suzanne Colins'ten Yer Altı Günlükleri Serisi'nin 3.kitabı. güzel bir kitap okumanız lazım.
DİKKAT SPOILER!
Yer altında bir salgın vardır ve Gregor'un annesine de bu salgın bulaşır. Bunun üzeribe Gregor, Bot ve takımı salgının ilacını bulmak için bir maceraya atılırlar. Fakat ilacı buldukları zaman öğrendikleri şey her şeyi değiştirir.
[Merak edenler için, Luxa geri dönüyor mu?
Evet geri dönüyor ve tahta oturuyor.]
Gregor bu kez, New Yorkun Yeraltı diyarına ait başka bir kehanette anahtar bir rol alacaktır. Bu kehanet, uğursuz bir fare olan Felaket hakkındadır. Yeraltındakiler Gregoru geri getirmek için küçük kız kardeşi Botu kaçırırlar. Gregor, kendine bağlı yarasa arkadaşı Ares ve huysuz prenses ile birlikte, Botu ve Felaketi aramaya başlar. Gregor eğer kehaneti zamanında tamamlayamazsa ne kendi hayatı ne de Yeraltı dünyasındakilerin hayatı bir daha aynı olacaktır Birinci kitapta olduğu gibi, maceracılar yolculukları sırasında serüven, tehlike, ölüm, kayıp ve değişimle karşı karşıya geliyorlar ve sürprizli son bir başka bölümün yolunu açıyor.
Hiç yalnız hissetmedim kendimi. Bir odada tek başıma kaldım, int*harın eşiğinde. Kendimi çok kötü hissettiğim oldu; ama hiçbir zaman birinin odaya girip kendimi daha iyi hissetmemi sağlayacağını düşünmedim?
Ya da birkaç kişinin... Başka bir deyişle, yalnızlık beni hiçbir zaman rahatsız etmemiştir, çünkü yalnız kalmaya doyamam. Ben kendimi insan dolu bir odada ya da tezahürat yapan seyircilerle dolu bir tribünde en yalnız hissederim.
Ibsen'den bir alıntı yapacağım: "En güçlü insanlar genellikle yalnızdır."
"Bazen bu hastalıklı dünyada başka türlü bir son mümkün olabilir mi diye merak ediyorum. İntihar ya da psikiyatri kliniği, başka bir çıkış yolu yok gibi görünüyor."