Bir İsveç polisiyesi olan, Stieg Larsson'ın Milenyum Üçlemesi'ni çok beğenerek okumuştum. Yine İsveçli bir yazar olan Mattias Edvardsson'ın bu ilk kitabı, kurgusuyla farklılık yaratıyor. Papaz bir baba, avukat bir anne ve 19 yaşında ele avuca sığmaz kızları. Kitapta 3 bölüm var. Baba, kız, anne. Olaylar bütününü sırasıyla bu 3 karakterin gözünden okuyoruz. Adam ve Ulrika'nın, 32 yaşında bir adamın cinayetiyle yargılanan kızları Stella ve onun kreşten beri en yakın arkadaşı Amina için sınırları nasıl zorladıklarını görüyoruz. Kitabın son sayfasına kadar cinayeti kimin işlediğini anlamak zor.
Cinayetin etrafında dönen kitap, aynı zamanda ailenin birbirleriyle pamuk ipliğine bağlı olan ilişkilerini, Stella ve Amina'nın arasındaki o sarsılmaz bağı, anne ve babanın, çocuğu için ne kadar ileri gidebileceğini, kendinden ne kadar feragat edebileceğini de gözler önüne seriyor. Yer yer uzaklaşsam da genel anlamda beğenerek okudum. Güçlü bir anlatıma sahip, merak uyandıran bir kitap. Tavsiye edilir.