Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

büşra

Sabitlenmiş gönderi
"Herkes yapsın, sen yapma; âlem şad olsun, sen olma; dünya gülsün, sen ağla!"
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
"İmamların, kıldırdıkları namazın tavrına göre, cemaati fevkalâde tesir altında bırakabildiklerini, çocukluğumda Necmeddin Hoca ile Sâim Efendi Amca'nın arkalarında kılmış olduğum namazlardan, ve bilhassa terâvih namazlarından, bilmekteyim. Kıldırdıkları namazla cemaate onlar kadar inşirâh, neş'e ve letâfet bahşeden imamlara, maalesef, bir daha hiç rastlayamadım. Onların arkasında namaz kılan bir insan, namazın bittiğine hayıflanırdı."
Sayfa 17 - Kubbealtı NeşrityatıKitabı okuyor
"Bizde, müesseselerin devamlılığı niçin korunamaz?" sorusunun cevabını "Yaradan'dan başka herşeyin tükeneceği" (Kur'ân-ı Kerîm, XXVIII/88) inancının getirdiği bir "dünya malını umursamazlık" keyfiyetinde aramak, kanaatimce hakkın çok uzağına düşmek olur. Ancak, toprağımızın insanlarında sıkça yara alan kıymet hükümlerinin, bu tükenişteki tesiri muhakkak ki pek büyüktür."
Sayfa 10 - Kubbealtı Neşrityatı | M. Uğur DermanKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Üsküdar ki, beşyüz küsür yıl evvel Feth-i Mübin'i seyredebilmiş yegâne belde olmakla müftehirdir ve o zamandan beri Âsitane karşısına hüsn ü ânıyla yerleşmiş bir "hayal şehir'dir, hem de kırk yıl öncesine kadar bu cazibesini azçok muhafaza edebilmiştir. Üstelik, hükeması, şuarası ve esnafıyla kendine yetmeyi de bilmiştir. İslâmbol ise, Kâbe toprağı Üsküdar'ın dost bakışlarıyla, beldetün tayyibetün olmayı hak etmiştir, denilse yeridir."
Sayfa 9 - Kubbealtı Neşrityatı | M. Uğur DermanKitabı okuyor
büşra
@harficer·Bir kitabı okumaya başladı
Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı
Üsküdar'da Bir Attar DükkanıAhmed Yüksel Özemre
8.9/10 · 914 okunma
Reklam
"Bazan bir "kıt'a"nın ne kadar derin duygulara tercüman olduğu erbabına mâlumdur."
Sayfa 93 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
Mizahşör emiceler
"(...)Hüseyin Efendi: "İhsan Efendi! Tuhaf değil mi? Benim sakalım bembeyaz, saçlarım siyah; senin ise başın oldukça ağarmış, sakalın siyah" deyince; İhsan Efendi: "Bunda şaşılacak bir şey yok Hüseyin Efendi! Senin çenen çalışıyor, benim de kafam. Tabii yorulan yerde saçlar ağarmaya mahkûmdur" diyerek hoş bir lâtife yapmıştı."
Sayfa 91 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
"Akif Bey birgün yine pansiyona gelmişti. Sohbet esnasında takvadan söz ediliyordu. Bir ara Akif Bey: "Bizler muttekî-i muztar kimseleriz, değil mi İhsan Efendi?" deyince, bundan alınan İhsan Efendi, kendisiyle bir yıla yakın konuşmamıştı. O kadar sevdiği ve hürmet ettiği Akif Bey'in şakasını bir türlü hazm edememiş, içinde bir ukde kalmıştı."
Sayfa 86 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
"Kendilerinde cüz'lerinin tamamiyle Hakk'ın kendilerine vermiş olduğu hareketlerle hareket halindedir. Bir an için, hatta göz açıp kapayacak kadar bile durmaz. En büyük feleğin ekvator bölümü çok hızlı hareket eder. Geometrik (hendesi) delillerle isbat edilmiştir ki, hızla koşan bir at, en süratli bir şekilde koşarken ayağını kaldırdığı andan itibaren yere koyana kadar ne kadar bir zaman geçerse, bu kadar zaman içinde en büyük felek (Felek-i A'zam) üç bin fersah yol alır. (Hemen belirtelim ki, bir fersah takriben 5 6 kilometre kadardır.)"
Sayfa 95 - Erzurum Araştırma YayıncılıkKitabı okuyor
"İslâm ile bilim adamları arasındaki tartışmanın temeli hadis (sonradan yaratıldığı) mi, yoksa kadîm (eskiden de var olduğu) mi olduğu hususundadır. İlim adamları, âlemin baştan mevcut olmadığını, sonradan yaratıldığını, yani hadîs olduğunu söyledikten ve bunu kabul ettikten sonra, âlemin küre şeklinde veya düz olması, gökler ile dört unsurun üç tabaka halinde, daha az veya daha çok tabakalar halinde olmalarının önemi yoktur. Bu durum, dine zarar vermez. Alem'in nasıl olduğu mühim değil, mühim olan, âlemin Allah tarafından yaratıldığının kabul edilmesidir."
Sayfa 83 - Erzurum Araştırma YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
"Astronomi âlimlerinin güneş tutulmasının ay'ın ilk ve son geceye tesadüf ettiğini söylemeleri, onların söyledikleri diğer sözlere benzer ki, bunlara itiraz edilmez. Bir kimse çıkar da: - Müslümanlar böyle sözlere inanmamalıdır, derse ve bilmeden bu iddialara karşı çıkarsa, dine zarar vermiş ve dini yıkma gayretine girmiş olur. Çünkü, Matematik, Geometri, Fizik, Kimya kanunları çeşitli deneylerle bunların doğru olduğunu ispat ederken; bunlar dine ve şeriate aykırıdır, denilecek olursa, bu durumda fen adamları ilimlerinde şüphe etmedikleri için şeriatın doğru olup olmadığı hususunda şüpheye düşerler. Bu da gösteriyor ki; İslâm dinine cahillerin verdiği zarar, İslama bilerek hücum edenlerin zararından daha fazladır. «Akıllı düşman, akılsız dosttan daha iyidir.» sözü bu açıdan çok doğrudur."
Sayfa 83 - Erzurum Araştırma YayıncılıkKitabı okuyor
"Yâ Rab ne hatîbdir ki makber: İnsanlara en derin meâli, Bir vahy-i bülend kudretiyle Telkîn ediyor lisân-ı hali! Ondan da alınmıyorsa ibret, Yok bir daha almak ihtimâli! Binlerce vücûd-i nâzenînin Bir servi hayâl-i yâl ü bâli. Binlerce ser-i semâ-güzînin Bir kabza türâb olur zevâli. Her seng-i mezâr bin hayâtın Fânîlere karşı infiâli. Görsün de bu inkılâbı insan, Dehrin nedir anlasın kemâli! Zâir bu hakâikin önünde Hâlâ mı bırakmadın hayâli?"
Sayfa 144 - Beyan Yayınları | Nazım Parçaları - Bu Da Bir Mezar Taşı İçin Yazılmış İdiKitabı okuyor
5bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.