Kısacık bir metin hemen okundu. Çok seviyorum bu tarz kısa öyküleri ve illüstrasyonlarla hazırlanma şeklini. Kitabın içindeki resimler gerçekten güzel. Birkaç sayfa bir şey hemen okunuyor. Ölümsüzlük iksiri içen ve üç yüz yıl yaşamış karakterimizin yaşadığı durumu anlatıyor kısaca. Güzeldi keyifle okudum.
Ölümlü ÖlümsüzMary Shelley · Deli Dolu Yayınları · 2018167 okunma
Biraz önce başlayıp bitirdim yarım saat sürmedi. Ölen anneye yazılan bir mektup aslında. Metin çok kısa ama üzücü. Kayıp yaşamış bir insan o derin duyguyu anlayabilir. Kitap içinde annesinin fotoğrafları, çalışma odası, giysilerinin fotoğrafları, eskizleri yer almakta. Onlara bakmak da insanı acıtıyor gerçekten. Gerçekten de bir ağıt ama kabullenmiş bir ağıt, isyan halinde değil. Gerçekten beğendim. John Bergeri zaten çok beğenirim. O metni de oğlu ile birlikte kaleme almış. Okurken bile ne kadar özlendiğini anlıyorsunuz. Yıllar önce yaşadığım kayıp sonrası ben de bir şeyler yazmıştım. O günü, yaşadığım üzüntüyü ve çaresizliğimi yazmıştım. Unutmak istemedim belki de insan gerçekten dile getirmek, unutmamak istiyor. Ama sonra bir daha asla yazdığım şeyi okumadım. Cesaret edemedim. Hala bilgisayarımda durur. Bunu okuyunca onu hatırladım. Gerçekten güzel bir iş yapmışlar. Ben de isterdim o yazının kalıcı olmasını.
Birkaç cümle dışında çok beğendiğimi söyleyemem açıkçası. İlk defa Şule Gürbüz okudum. Ama ben kitabı çok karışık buldum açıkçası. Evet anladım birinin kafasının içindeyiz ama okuduğumuz tam olarak onun kafasının içinden geçenler mi bu cümleleri o mu söylüyor anlamakta zorluk çektim. Bir konu bütünlüğü yok belki de amacı odur bilmiyorum. Araştırınca kendisinin de şair olduğunu okudum, kitapta da bazı yerlerde şiirler var. Ama bana geçmedi. Bir iki saat içinde okudum. Zaten kısa bir metin. Hatta bir yerden sonra günlüğüne yer vermiş ve birer cümle şeklinde okuyup geçiyorsunuz. Ama genel olarak sevemedim.
Tuhaf bir müzik geliyordu; dönüp yürümeye başladığımda, filmlerin finallerin olduğu gibi, sırtımda sanki THE END yazacaktı. Dönüp baktım; yazmıyordu. Yaşama devam etmek zorundaydım.
Bir cümle söyleyebilmek için koca kitaplar yazılıyordu. En azından kapaklarına "bu kitap bilmemkaçıncı sayfadaki o sarsakça cümleyi söyleyebilmek için yazılmıştır" diye bir not düşülebilirdi.
Gün içinde bitirdim hemen. Zaten sayfa sayısı az ve çoğu yerde metin de azdı. Müjdat Gezen, Metin Akpınar ile birlikte soruşturma açıldığı dönem hakkında yazmak istemiş. Başlangıçta bu sürecin nasıl başladığını anlatmış kendi üslubunda. Arada sevdiği şiirleri koymuş, siyasi hicivlerine yer vermiş. Sonlarına doğru da soruşturma sürecinden bahsediyor. Hatırlarsınız gazetelerde de boy boy haberleri olmuştu o zaman. Son kısımda mahkeme kararları, adliyeye verilen dilekçeler, olayın basında duyurulma şekli ve son birkaç sayfa fotoğraf. İkisi de çok kıymetli insanlar. Denebilecek çok fazla şey yok.
Haddini BilMüjdat Gezen · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019108 okunma
Sonunda bitirebildim. Biraz uzun bir okuma oldu bence. Kitabın kalınlığına ve yazım puntosunun küçüklüğüne rağmen yine de iyi okudum diye düşünüyorum. Gelelim kitabın konusuna. 4 erkek arkadaşın hikayesini okuyacağız diye başlıyoruz. Ama hikaye bir yerden sonra 2 kişi arasında dönüyor duruyor. Diğer 2 arkadaşın varlığına ya da onların ailelerinin bilgilerine ihtiyacımız var mıydı çok emin değilim. Hastalıkları ile uğraşan bir Jude, onu hayatta tutmaya çalışan arkadaş ve aile çevresi aslında olay örgümüz bundan ibaret. Metin bir şimdiki zamanda bir de geçmişe dönüyor. Geçmişte Jude karakterinin başına gelenleri okuyarak şu andaki durumunu anlıyoruz aslında. Çok fazla tetikleyici unsur var kitapta. Travmalardan travma beğen diyerek yazmış yazar resmen. Hikaye akıcıydı, hiç sıkılmadan da okudum. Belki bazı bölümleri atarak daha kısa bir hikaye yazılabilirdi. Çünkü o bölümlerin hikayenin gidişatına etkisi yok gibi geldi bana. Kendine zarar verme, intihar, istismar, pedofili bulabileceğiniz bütün sorunları ele almış. Bunlar sizi rahatsız ederse kesinlikle okumayın. Çünkü ayrıntıları ile okuyorsunuz bunları. Ayrıca kitap mutsuzluk dolu, birkaç an belki mutlu denilebilir onun dışında hep karamsar ve derin bir nefes alıp devam etme isteği duyuyorsunuz. Bana böyle hissettirdi en azından. Ama tabiki okuduğum için pişman değilim. Güzel bir metin ama zor bir hikaye