Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

Merve
@herhangibirsey
Teoloji- TDE
anywhere, somewhere, far away
10 Haziran 1992
150 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Bir zalimde hem insanlık hem de vatandaşlık tamamıyla yok olmuştur; yeniden onurlu bir insan olması,pişmanlık duyup eski hayatına dönmesi hemen hemen imkansızdır artık. İşin asıl kötü yanı, böyle bir başına buyruklum kolayca topluluğa sirayet edebilir; kudret, son derece ayartıcı bir şeydir. Toplum da böyle bir etkiye kayıtsız kalırsa, bu alışkanlığın toplulukta kökleşmesi işten bile değildir. Kısacası, bir insana kendi benzerine fiziksel ceza verme hakkının tanınması topluluğun yaralarından biridir; bu yara bir yandan o topluluktaki özü ve vatandaşlık duygusunu kemirirken, öte yandan önüne geçilmez bir düzensizliğe de yol açar.
Sayfa 245
Reklam
Kaplanlar kadar kana susamış insanlar vardır. Böyleleri yaradılıştan aralarında hiçbir fark bulunmayan, hatta İsa'nın kanununa göre kardeşleri sayılanların vücutları, kanları, ruhları üzerinde şu ya da bu şekilde sınırsız bir egemenlik kurduklarında eziyet etmekten bir an geri kalmazlar. Zulüm bir alışkanlıktır; insanda bu alışkanlığın kökleşmesi, sonunda hastalığa dönüşmesi mümkündür. Sanki bir hayvanmış gibi kabalaşıp o derece aptallaşabilir. Kanla, kudretle mest olur; hoyratlığı,ahlaksızlığı, içindeki kötülüğü büsbütün geliştirir; aklı, duyguları, kesinlikle doğal olmayan hareketleri yadırgamaz. Ve sonunda bundan zevk almaya başlar.
Merve

Merve

, 2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
7/24 kitap - %29 tamamlandı
7 kitap okudu
24 kitap
1.425 sayfa
0 inceleme
21 alıntı
13 günde 1 kitap okumalı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O meslek hainleri, o koyun postuna bürünüp sürüye karışmış kurtlar, kendilerini aklamak için ne derlerse desinler, mesela çevrenin baskısından şikayet etseler, her zaman, her zaman haksızdırlar; hele bunların yanında bir de insancıllıklarını kaybetmişlerse... Çünkü insancıllık, şefkat hastaya karşı kardeşçe merhamet göstermek, hasta için çoğu zaman ilaçtan daha gereklidir. Tembel tembel çevrenin baskısından şikayet etmeyi bırakmanın zamanı geldi.Doğrusunu söylemek gerekirse, çevremiz gerçekten içimizde çok şey öldürebilir, ama her şey değil; oysa birçok defa kurnaz, işini bilir bir şarlatan, hele kalemi ya da çenesi kuvvetliyse, yalnızca ufak tefek kusurlarını değil, alçaklığını bile çevresine yükler.
Sayfa 224
Belki de bazı kimseler mapusların canının kötü insanlar oldukları için iyiliğe layık olmadıklarını söyleyecekler:Peki Tanrı'nın gazabına uğramış bir kulun cezasını bir de bizim mi arttırmamız lazım?
Reklam
Bu arada, bunlar benim hayalimin ürünü değil.Gerçekten oldular. Bu zavallı insanlara biraz keyiflerine göre yaşama, insan gibi eğlenme, bir saat için bile olsa hapishane hayatı dışına çıkma imkanı verildi; bütün bunlar insanın iç hayatında birkaç dakikalığına da olsa bir değişiklik yapar.
Sayfa 202
Ona ertesi gün, bugün yaptıklarına taban tabana zıt şeyler yapması emredilse, bu emre hiç duraksamadan boyun eğerdi. Hayatında yalnızca bir defacık kendi iradesince hareket etmek istemiş, bu da onun sürgüne düşmesine sebep olmuştu. Ama bundan aldığı ders boşa gitmemişti. Yazgısının ona nasıl bir oyun ettiğini, neden suçlu sayıldığını ölünceye kadar anlayamadıysa da; yaşadığ maceradan sonra, hiçbir zaman ve hiçbir koşulda olaylar üzerinde uzun boylu düşünmemek gibi hayırlı bir karara varmıştı.
"İşte ben böyle bir adamım!" gibilerden övünür dururlardı. Hele bunların gururlanıyorlarmış izlenimi vermesin diye aşırı bir duyarlılıkla konuşmaları, hikâyeyi çok önemsiz bir şeymiş gibi anlatmaları gerçekten görülmeye değer! Ya o, seslerinin tonunu hikâyelerinin her sözcüğüne uygun olarak alçaltıp yükseltmeleri... Nereden de öğrenmişlerdir bütün bu düzenleri?
Merve tekrar paylaştı.
Edebiyat mesleği bir hobi, bir spor veya boş vakitlerde icra edilen kibar bir oyun değildir. Ayrıcalıklı ve ayırıcı bir fedakârlık, önüne başka hiçbir şeyin geçemeyeceği bir öncelik, kurbanlarını (kutlu kurbanlarını) köleye dönüştüren özgürce tercih edilmiş bir uşaklıktır. Paris'teki arkadaşımda olduğu gibi, edebiyat varoluşu işgal eden, insanın yazmaya ayırdığı saatlerden taşan ve diğer her işin içine sızan devamlı bir faaliyet haline gelir, çünkü yazarın yaşamından beslenen edebiyat mesleği aslında işgal ettiği bedenden beslenen ince uzun bir tenyadan çok farklı değildir. Flaubert, "Yazmak yaşamanın bir biçimidir," demiştir. Diğer bir deyişle, bu çekici ve sömürücü mesleğe gönül verenler yaşamak için yazmazlar, yazmak için yaşarlar.
Katil olmadığı hâlde, altı cana kıymış bir candan daha korkunç insanlar gördüm.
Reklam
Akşam, öğleden sonraki işten hapishaneye yorgun dönünce, beni yine derin bir üzüntü sardı. "Önümde bunun gibi daha kaç bin gün var, kim bilir?" diye düşündüm, "Hep aynı, hep birbirine benzeyen günler!"
Sayfa 115
Evet, suç belirli, basmakalıp bir görüşten doğmaz sanırım; suç felsefesi tahmin edildiğinden biraz daha güç anlaşılır. Şüphesiz hapishane ve kürek cezaları caniyi düzeltmez, ancak onu cezalandırır ve beri yandan topluluğu da suçlunun ileride işleyeceği muhtemel suçlardan korur. Suçluda da hapishane ve en ağır kürek mahkumluğu ancak kin, yasak zevklere karşı arzu ve müthiş bir havailik geliştirir. Ama sarsılmaz kanaatime göre, meşhur ayrı hücre yöntemi de yanlıştır, aldatıcıdır, ancak görünüşte amaca ulaştırır. O, insanın hayat özünü emer, ruhunu hırpalar, zayıflatır, sindirir, sonra da bu yarı delirmiş haldeki ruhça kurumuş insan mumyasını, bir düzelme, pişmanlık örneği olarak sunarlar.
Yaşadığınız hayat sadece bir olasılıktır Profesör. Hayal edebileceğiniz tüm hayatlardan sadece biri.
Sayfa 190
Öncelikle şunu bilmelisiniz ki düşleriniz ancak ve ancak onlara inanacak kadar güçlüyseniz gerçektir. Birçok insan için hayal ile düş arasındaki farkı yaratan da budur zaten. Bu ayrımı aşmış kimseler olduğundan eminim, onlar hayallerine de tüm yürekleriyle inanabilirler.
816 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.