Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hesen

Hesen
@hesen72
Ey bedenim, beni daima sorgulayan bir insan kıl!
5 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Min tu divê…
Di xwezayê de her tişt di nav şerekî bê dawî de xwe dide jiyandin. Mirin jî bidavîbûna vî şerî ye. Yanê hebûn xwe vedigerîne nebûnê. Mafê her hebûnê heye, ku dema vî şerî didomîne her dem metod û ceribandinên nû û yên hê bikarnehatî keşif bike, biceribîne û piştre jî ev yek ji xwe re bike hacêta şer û tekoşîna hebûna xwe. Mişk, masî, mûrî, mar,
Reklam
Tatlı dil şiddetin izlerini silemez; ancak şiddet onları yok edebilir.
Şu hakikati geçmişte bildiğimize ama unuttuğumuza inanıyorum: Tatlı dil şiddetin izlerini silemez; ancak şiddet onları yok edebilir. Sömürgeleştirilen, ancak sömürgeciyi silahla sürüp atarak sömürge nevrozundan kurtulur. Kaybettiği berraklık ve açıklığa ancak öfkesi patladığında yeniden kavuşur, kendini yarattığı ölçüde kendini tanır; uzaktan bakınca onların savaşını barbarlığın zaferi olarak görürüz; ama savaşçıyı adım adım özgürleştirmeye kendi başına girişir, sömürge karanlığını savaşın içinde ve dışında adım adım tasfiye eder. Savaş başlar başlamaz da acımasız olur. Ya korkacaksın ya da korkutucu olacaksın; yani ya hileli bir yaşamın ayrıştırmalarına teslim olacaksın ya da kendi yerli toprağının birliğini fethedeceksin.
Sayfa 30
Dolayısıyla sömürgesizleştirmede, sömürge durumunun bütünüyle sorgulanma gerekliliği vardır. Sömürgesizleştirmeyi kesin olarak tanımlamak istersek, şu gayet iyi bilinen cümle bunu ifade etmektedir: "Sonuncular birinci olacaktır. " Sömürgesizleştirme bu cümlenin doğrulanmasıdır. Bu yüzden tanım düzeyinde her tür sömürgesizleştirme başarıdır. Sömürgesizleştirme, tüm çıplaklığıyla sunulduğunda, bütün gözeneklerinden el yakan sıcaklıkta mermiler ve kanlı bıçaklar fışkırır.
Sayfa 43

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bir savaşçının silahı onun insanlığıdır. Çünkü isyanın ilk aşamasında öldürmek gereklidir: Bir Avrupalıyı öldürmek bir taşla iki kuş vurmak, tek bir atışta hem ezeni hem de ezileni yok etmektir: geriye bir ölü ve bir özgür insan kalır; hayatta kalan ilk kez ayaklarının altında bir ulusal toprak hisseder. Bu anda ulus onu yüzüstü bırakmaz: Nereye giderse, nerede olursa o da oradadır - her zaman yanında, onun özgürlüğüyle birleşir.
Sayfa 30
126 syf.
·
Puan vermedi
Şahmeran'ın Bacakları
Şahmeran'ın BacaklarıMurathan Mungan
9.2/10 · 41 okunma
Reklam
Kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemişti. İncecik bir kumsal, uçsuz bir deniz... (Dönüş ne kadar zordu. Dönüşler ne kadar zor ve uzaktı.) Yalnızdı, yapayalnız... Ve önünde boşluğun tarihi uzuyordu. Zamanın ve mekânın ve her türlü düşüncenin dışındaydı. Varacağı bir yer yoktu. Döneceği bir yer yoktu. Uzun, upuzun bir yolculuk vardı önünde. Oysa kendini çok yorgun ve çok bitkin hissediyordu. Bütün yolculukları tüketmişti.
"Yalnızlıkta adımlar hep aynı yere getirir insanoğlunu. Belkıya da ne kadar dolaşırsa dolaşsın hep o ulu ağacın gölgesinde karar kılıyordu." Yazgısının döngüsü başlamıştı.
"Bugün kapitalizm hayatın her alanını ele geçirmiştir. Her şey bir mal haline gelmiştir. İnsanlar kendilerini ürün olarak sunmaktadırlar. Kapitalizm, sevgiyi de tüketilebilir duygular düzenine dönüştürmüştür. Hepimi kendimizin müteşebbisiyiz. bu müteşebbisler arasında bir dostluğun gelişmesi mümkün değildir." -Byung-Chul Han
Hesen
@hesen72·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Direnme Savaşı
Direnme SavaşıNguyen Duc Thuan
8.6/10 · 66 okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
Felsefenin Temel İlkeleri
Felsefenin Temel İlkeleriGeorges Politzer
8.3/10 · 1.512 okunma
Reklam
Toprak birliği
Bir dil birliği olan ulus aynı zamanda bir toprak birliğidir. Her ulus tarihin bir ürünüdür. Öyleyse uzun bir ortak hayat olmadan bir ulus olması mümkün değil demektir. İşte bunun içindir ki, halklar ulusal topraklarının herhangi bir bölümünün ilhak edilmesini ulusa tecavüz sayarlar.
Sayfa 482Kitabı okudu
Dil Birliği
Bir ulusun üyeleri aynı dille, ulusal dille anlaşırlar. İşte bunun içindir ki, tarihte, bir ulusu ortadan kaldırmak isteyen fatihler o ulusa galip devletin dilini kabul ettirmek istemişlerdir. Öyleyse demek ki asimilasyon (özümleme) ulusal baskının bir biçimidir. Eski Rusya'nın çarları boyunduruk altına alınan küçük halklara bunu uyguluyorlardı. Fransız sömürgecileri de Kuzey Afrika'da aynı şeyi yaptılar. Ama bir halka zorla bir dil kabul ettirilemez. Bir halkın kabul edebileceği tek dil, kendi ana dilidir. Demek ki baskı altındaki ulusların bağımsızlıkları için yaptıkları mücadele aynı zamanda dilleri için yaptıkları bir mücadeledir. Dil, ulusal kültürün güçlü bir aracıdır. Dil bir sınıfın değil, bütün bir milletin malıdır.
Sayfa 481Kitabı okudu
"Bunca yolu neden geldin, söyler misin?" Zerdüşt ellerini dizlerine koyarak cevap verdi: "İlim öğrenmek için.” "İlim öğrenmek için yollara düşmene, kendini yormana gerek yoktu." "Kimin ne dediğini kendisinden duymak istiyorum." "Neden ilim öğrenmek istiyorsun?" "Kendim ve başkaları için!" "İyi de eğer herkes bilge olursa bilimden de ilimden de eser kalmaz o zaman. Bilgeyi aydınlatan cahilin karanlığıdır." "Evet ama cahiller dünyayı yok ediyor."
Sayfa 47
"Gül, bahçıvanın sonsuzluğuna niçin inanır? Çünkü gül, bahçede, hiçbir zaman başka bir bahçıvan görmemiştir."
Ulus dil, toprak ,iktisadi yaşama birliğinin ve ortak kültür biçiminde beliren ruhsal biçimlenme birliğinin hüküm sürdüğü tarihsel olarak meydana gelmiş istikrarlı bir topluluktur.
Sayfa 487Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.