Ey dağ, dünyevî sadelikten çoktan vazgeçtim. Beklediğim tek şey uhrevî haşmetin uğultusu.
Bundan böyle elbette ki kalbim kalbine karşı, yeminim sana doğru.
"ama asıl fırtına onları bende bekliyordu. Dağdım ben her dağ gibi aşılmam şarttı. Beni aşamayanı yarı yolda komam dağ olmanın şanındandı. Üstelik sıradağdım ben, doruğum bir değil çoktu. Bir uçurumu aşanı ikincisi bekliyordu."
,,beni bu dünyâ tuzağına kim düşürdü?
sana rastlamak, seninle karşılaşmak için mi ayaklarım bir gizli ağa takılıp şu gizli cihâna yuvarlandım?
bana bu çalkantılı yüreği kim verdi?
suların bile uyuduğu bu dünyâda, gece gün demeden, sana akmak için mi durulup yatışmaz oldum Allahım?"