elif nur

elif nur
@huygge
Gözlerimin Yaşı bana gizlidir, dertliyi dertsizi sulamış gider.
Evrensel Kültür Dergisi sayı: 118
Bir gün, hepiniz çekip gideceksiniz. Silahlarınızla, dev beton kulelerinizle, şiddet ve dehşetinizle, akla, bilime, kültüre, sanata düşman karanlıklarınızla, sermaye putlarınızla, piyasa değerlerinizle, savaşa tapan ahlakınızla, kirli yüzlerinizle, kanlı ellerinizle, derin kuyular gibi uğulduyan ağızlarınızla çekip gideceksiniz. Hepiniz... Biz kalacağız. Kardeşce, eşit, özgür kalacağız. Dünya öyle genişleyecek, öyle hafifleyecek ki, bütün zamanlar İlkbahar olacak, tek zahmetimiz neşe...
Reklam
Evrensel Kültür Dergisi sayı :118
Ninmah da Nammu gibi bir insan biçimlendirmek ister. Enki, karısına, "nasıl olursa olsun, yarattığına kader vereceğim." der. Tanrıça çamuru alır ve altı kusurlu insan yaratır. Doğuramayan kadın, erkeklik ya da kadınlık organları olmayan insanlar... Sümerolog kramer"burada şiir doğuştan özürlü yaratıkların varoluşuna açıklama getirmek ister gibi" diyor.
Hayati Baki- Tanzimat edebiyatında roman ve insan
Romancı, kendi dilini, kendi yaşamını, kendi düşünce dünyasını insana aktararak roman insanını değil, kendi insanını yaratır, kendini tekrarlar; oysa, biz, bir başka insanın, bir başka roman insanının peşindeyiz

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayati Baki- Tanzimat edebiyatında roman ve insan
Romancının önünde duran önemli bir sorun da insanı anlamaktır. İnsana inanmak, yaptıklarından ya da yapacaklarından kuşku duymamak, roman insanlarına güvenmek, bir başka deyişle roman insanlarıyla özdeşleşmek, romancının üzerinde titizlikle durması gereken önemli bir sorundur. İnsanın çok az anlaşılır olması, çok çelişik bir yaratık olarak kendini göstermesi, onu, algılamayı güçleştirir. Bu bakımdan romancı, daha duyarlı olmalıdır. İnsanı anlamak, ona inanmak sorunu çözen bir anahtar niteliğindedir.
“ Tanzimatla birlikte daha belirgin hale gelen sorunlar, Tanzimat'ın neden olduğu sorunlar değil; yüzyılların birikimiyle oluşan ama değişen dünyanın gündeme getirdiği kaçınılmaz sonuçlar ve vakıalar dizgesi idi. “
Reklam
Büyük dertleri boşverip küçüklerine söyleniyorum :))
Yetişememenin ağırlığını ve ezilmişliğini hissediyorum. Okumak için can attığım kitaplar sıra sıra oldular ama sınava odaklanmam lazım. Kendimle, duygularımla başbaşa kalayım, hiçbir şey yapmadan durayım desem o başıboşlukta kalıvericem.
Gözlerimin Yaşı bana gizlidir, dertliyi dertsizi sulamış gider.
İnsanın kendini olduğu gibi kabul etmesi ne de zor. Hele bir de kendisini, hayatı sevmesi. İnsanın yaşayabilmesi için yapması gereken en önemli şey ama asla başarılı olamıyorum. çoğu zaman melankolik ruh hali içerisinde dolaşıyorum, kurtulmaya çalıştıkca daha da bir derine çekiyor...
Akşam oldu mu bir hüzün çöküyor. Asla içini dolduramadığım manevi bir arayışın içerisine giriyorum. hayata sıkı sıkı bağlanıp, tat alabilmek için bir şey. En kötüsü de ne aradığını bilememek. Kendimi mi, tanrıyı mı, dini mi, bir insanı mı, bir sözü mü? En büyük işkence arayıp arayıp bulamamak.