Maalesef
Düğünlerde "damatlar Ali gibi,gelinler Fâtıma gibi olsun." diye dualar edilmiş ve içten gelerek "Amin!" denilmiş ne yazık ki hayatlara taşınılamamıştır.
Hebron'da her gün, ister seyyah olsun, ister hacı olsun bütün yabancılara ekmek ve zeytin dağıtılırdı. Katırlar ve öküzlerle hareket ettirilen birçok değirmenler gerekli unu öğütürlerdi. «Genç kızlar>>> durmaksızın her biri üç kilo olan ekmekleri pişirirlerdi. Her hacıya hergün bir yuvarlak peksimet, bir çanak zeytinyağlı mercimek ve bir avuç kuru üzüm verilirdi. Bu İslâmî âdetin Hz. İbrahim'den geldiği sanılıyordu! Hergün 500 hacı Hebron aşevine yemek almak için gelirdi.
Sayfa 45 - Varlık Yayınları, sayı 1706, La Vie quotidienne des Musulmans en Moyen Age, Çeviren Doç Dr Bahriye ÜçokKitabı okuyor
İşte size, sonsuza kadar hiç değişmeyecek, gerçeğin ve hakikatin tek gerçek bilgisi!
Ne kadar bilirsen bil, ister evliya ol ister alim, ister ulema ol, ister felsefeci, ister bilgin.
İsterse tahayyül-i idrakin sonsuzluğu sağ eliyle kucaklasın.
Bugün doğru bildiğin, yarının hakikate giden yolda, gerçeğin ağaç kolları gibi kurumaya mahkum, devri
"Yolcuları çok olan yollardan yürüyorsunuz. Gideni az olan yollardan yürüyün."
Hz. İsa (a.s)
Hz.Ali şöyle buyurmuştur :
Ey insanlar!Benden dinleyeceğiniz şu beş şeyi ezberleyiniz.Ya da hiç olmazsa ikisini,o da olmazsa birini hatırınızda tutunuz.
• Sizi,günahınızdan başka bir şey korkutmasın.
• Ümidinizi sadece Rabbinize bağlayın.
• Bilmediğiniz bir şeyi öğrenmekten utanmayın.
• Bilmediğiniz bir şey sorulduğunda,bilmediğinizi söylemekten utanmayın.
• Biliniz ki,vücutta baş ne ise işlerinizdeki sabır da odur.Nasıl ki baş bedenden ayrıldığında işe yaramaz hale gelirse,işlerinizde sabır ortadan kalktığında aynı durum söz konusu olur.
