Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eda Ulu

Eda Ulu
@iamedaulu
İzmir
İzmir, 14 Şubat 1994
4 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
… Miju’nun ses tonu emrediciydi ama ona yalvarıyormuş gibi gelmişti. Hatasını kabul etmesi ve yaptığı şey hakkında düşünmesi için ona yalvarıyordu. Cahil ve taciz yanlısı olduğu için diz çöküp özür dilemeliydi ama kıdemli uyanıp ayağa kalkmamıştı. Güneş doğuyordu. Miju kalkıp odadan çıkmış ve ardından tüm topluluk üyelerine bir grup mesajı göndermişti. “Özür istiyorum!” …
Reklam
Eda Ulu

Eda Ulu

, bir kitabı yarım bıraktı
Bak - Ara Y
Bak - Ara YDeniz Erten
8.7/10 · 664 okunma
… Gaeun sınıfa girdiğinde “Öğretmenim, hava çok soğuk!” diye bağırdı öğrencileri gülerek. Neden güldüler? Soğuk komik miydi? Soğuk acı verici değil miydi? Hava soğuktu ama neden kıkırdıyorlardı? Onunla dalga mı geçiyorlardı? Onun çıplak vücudunu mu düşünüyorlardı? Gaeun pencereden dışarı baktı. Gingko ağaçları tüm yapraklarını kaybetmişti. Ağaçların yeşil olduğu zamanlarda altında yürüdüğünü hatırladı. Yapraklar ne zaman sararmaya başladı ve dallardan düştü? Hatırlayamıyordu…

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
237 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Korece Öğretmeni
Korece ÖğretmeniSeo Su-Jin
9/10 · 5 okunma
Reklam
"Dünya birçok anlamla doludur. Ama kalbimiz kendi kendine uydurup yarattığı birçok yalan ve sahteliğe bağlanıp, güzelliği de, iyiliği de, doğruluğu da, yüceliği de göremez. Sadece özgür olan bir kalp bunları görebilir, bu görüş aynı zamanda yaratmaktır. Aslında orada olduğu halde kimsenin görememesi yoklukla aynıdır, bu yokluk ancak o görüş elde edildikten sonra tam bir varlığa dönüşebilir. Aslında şiir yazmak da böyle bir görüştür ama görüyorum demeden yaratmanın anlamı esas burada saklıdır."
"Kitap okumakla saçlarım ağardı, Kılıç kullanmayı öğrenirken güneş battı. Sonsuz olan sadece gökyüzü ve toprak değil, Benim kinim de upuzun ve sonsuz. Başkentteki kızıl içkiden on galonu Deli gibi diktikten sonra kafaya Sonbahar rüzgarında sakkat giyip Geldim Gımgang Dağı'na."
... “Abla.” Yonğhe’nin eski siyah kazağından hafif bir naftalin kokusu geldi yüzüne. Karşılık vermeyince, Yonğhe bir kere daha fısıldadı. “Abla... Dünyadaki bütün ağaçlar kardeşim gibi.” ...
Sayfa 124 - Alev Ağacı / YonğheKitabı okudu
... “Yani ağabey, ruh denilen şey hiç bir şey değil mi ki? Yok hayır, yani o cam gibi bir şey mi ki? Cam şeffaf ve kolay kırılan bir şey. Bu camın doğasıdır. Bu yüzden cam eşyaları dikkatli kullanmamız gerekir. Çünkü çizilir ya da kırılırsa kullanılamaz hale gelir ve atılır gider. Eskiden kırılmaz camlarımız vardı bizim değil mi? Onlar cam mıydı başka bir şey miydi emin değilim ama şeffaftı, sağlamdı ve gerçekti. Demem o ki ağabey, bizler kırılarak bir ruha sahip olduğumuzu gösteriyoruz değil mi? Gerçek camdan yapılmış insanlar olduğumuzu ispatladık.” ...
Sayfa 100 - Gim CinsuKitabı okudu
... “Genç askerler toprak zemine oturmuş birbirlerinin omuzlarına yaslanarak ölü gibi uykuya dalmışlardı. İşte o zaman bir ses duyuldu. Binlerce havai fişek aynı anda ateşlenmiş gibi bir patlama sesi. Uzaklardan gelen çığlıklar. Bir anda nefeslerin kesilişi. Şaşkın ruhların tek seferde bedenlerinden kaçışı. O zaman sen öldün. Nerede olduğunu bilmeden sadece öldüğün o anı hissettim. Işıksız boşlukta yayılarak yukarıya daha da yukarıya yükseldim. Zifiri karanlıktı. Şehrin hiç bir tarafında, hiç bir yerinde, hiç bir evinde ışıklar yanmıyordu. Göz kamaştıran kıvılcımların yayıldığı yer uzakta bir noktaydı sadece. Sürekli fırlatılan ışık mermilerinin yaydığı ışıkları, parıldayarak etrafa saçılan barut fıçılarının kıvılcımlarını gördüm. O zaman oraya gitmeli miydim acaba? Tüm gücümle oraya uçsaydım seninle, az önce bedeninden çıkarak şaşkına dönen seninle görüşebilir miydim? Oysa gözlerimden hala kan akıyordu, devasa bir buz kütlesi gibi yavaş yavaş üzerime bastıran şafak ışığı altında hiç bir yere hareket edemedim.”
Sayfa 50 - Çocuğun arkadaşı, ConğdeKitabı okudu
Reklam
Eda Ulu

Eda Ulu

, 1000Kitap'a katıldı.