Hiç kuşkusuz İbrahim, tek başına bir ümmetti. Gönülden Allah’a kulluk yapan, (şirki terk edip dini Allah’a halis kılan bir) hanifti. Müşriklerden de değildi/olmadı. (16/Nahl, 120)
Abdullah ibn Mes'ud (radiyallahu anh) şöyle demiştir:
"Kim birilerini örnek alacaksa Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ashâbını örnek alsın. Çünkü onlar bu ümmet arasında kalpleri en iyi, ilim yönünden en derin, en az yük altına giren, en doğru yol üzere olan ve en güzel hâlde bulunan kimseler di. Onlar öyle bir topluluktu ki Allah onları Nebîsi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e sahâbe olmaları için seçmişti. Şu hâlde onların faziletini bilin ve izlerini takip edin. Çünkü onlar dosdoğru yolun üzerinde idiler."
Sayfa 30 - ibn Abdilberr, Camiu Beyanil İlm ve Fadlihi, (1810)Kitabı okudu
İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle demiştir:
"İnsanların bir bid'at ortaya koymadıkları, bir sünneti öldürmedikleri bir yıl geçmiyor. Nihayet bid'atler hayat buluyor, sünnetler ölüyor."
İbn Vaddah, el-Bid'a, s. 38.
Bid'at ehli olanların tümü, sünnetten yüz çevirmişlerdir. Bunlar, sünnetin beyan ettiğinden farklı bir şekilde Kitâb'ı (Kur’ân’ı) te'vil edip yorumlayarak hem kendileri saptılar, hem de insanları saptırdılar. Kendi halimize terkedilip rezil rüsvay olmaktan Allah'a sığınırız. Allah'tan niyazımız, rahmeti ile bizleri koruması ve bizlere tevfikini müyesser kılmasıdır. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den gelen pek çok hadis, bid'at ehlinin bu tavrından sakındırmıştır.
Kur'ân-ı Kerim'in indirildiği günkü gibi hakkıyla okunup anlaşılması, ancak onu çok iyi bilen Selef-i Salihin’den vârid olan (rivayet edilen) hadisler ve eserlerle sağlanabilir. Sadece onlardan nakledilen sahih hadislerle, buna vakıf olunabilir. Yoksa bid'at ve hevâ ehlinin yaptığı gibi, nefislerin süsleyip hoş gösterdiği ve görüşlerin hakkında çekişip durduğu şeylerle, asla Kur'ân-ı Kerim'e vakıf olunamaz.
Bundan sonra size gerekli olan, din hakkında tartışmayı, cidale kalkışmayı ve husumeti terk ederek Rasûlullah ﷺ'den rivayet edilen sünnetlere, sahâbenin sünnetlerine, tâbiînin görüşüne ve Müslümanların imamlarının görüşlerine tutunmaktır. Artık her kim bunun üzerinde olursa, o kimse için Allah Teâlâ'dan tüm hayrı umarım inşaAllah.