Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fikrimce

Fikrimce
@ikrim
Bir çok güzel şeyden azına sahip olabilirsin. Senin için ne takdir edilmiş ise o vardır. O halde dünyada her hoşuna gidene gönül bağlama. MESAJ ATMAYIN!!!
Çocuk Gelişimi
48 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Hafs bin Ömer diyor ki; Rebi bin Hasyem şöyle dedi: "Konuştuğun zaman Allah'ın seni işitmesini hatırla; düşündüğün zaman seni bilmesini hatırla; baktığın zaman sana bakmasını hatırla; tefekkür ettiğin zaman senden haberdar olduğunu hatırla. Çünkü Allah Teala: "Şüphesiz kulak, göz ve gönül, hepsi bundan sorumludur." (İsra 36) demiştir."
Reklam
2914- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Kur'ân okuyan kimseye (kıyamet gününde) şöyle denilir: Oku ve yüksel! Dünyada okuduğun gibi burada da oku; zira senin makamın okuduğun son âyetin yanında olacaktır." (Hasen sahih Ebu Dâvûd 1464; Nesãi 8056; Tirmizi , 2914
97- Bize Yūnus b. Abdula'lâ tahdis etti, dedi ki: Bize İbn Vehb tahdis etti, dedi ki: Bize Hişâm -ki o İbn Sa'd'dır- haber verdi. Onun Ubey- dullah b. Miksem'den, onun Abdullah b. Ömer'den rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i minberin üzerinde şöyle derken gördüm: "Kıyamet günü arz tamamıyla O'nun avucundadır, gökler de O'nun sağ eliyle dürülmüştür. Sonra şöyle buyurur: 'Ben Allah'ım, Ben Rahman'ım, Ben Cebbar'ım! Nerede mütekebbirler?""" Öyle ki minberin O'nunla birlikte devrilmesinden korktum. Bize Yûnus bu şekilde, Hişâm b. Sa'd ile Ubeydullah b. Miksem arasında kimse olmaksızın tahdis etti
Sayfa 109

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Ebû Seleme b. Abdurrahman'dan rivayet edildiğine göre Aişe (radıyallahu anhā) şöyle dedi: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hastalandığın- da Cebrail (aleyhisselâm) onu şu duayla okurdu: 'Zarar veren her hastalıktan, nazarı değen her gözden, hased ettiğinde hasetçinin şerrinden Allah'ın kelimeleriyle sana şifa niyaz ediyorum. Muslim, Selam 39
Sayfa 103
- Rib'iy b. Hiraş'tan rivayet edildiğine göre Huzeyfe (radıyallahu anh) şöyle dedi: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yatağına girdiğinde şöyle derdi: 'Allah'ım senin adınla yaşar, senin adınla ölürüm.' Uyandığında da şöyle derdi: "Öldükten sonra bizi ihya eden Allah'a hamdolsun. Dönüşümüz yalnız O'nadır. Buhari, Ahadis'ul-Enbiya 10, Ebû Davud, Sünnet 20, Tirmizi, Tibb 18, İbn Mace, Tibb 36, Müsned c.1 s.270
Sayfa 102
Reklam
Said b. Cübeyr'den rivayet edildiğine göre, Abdullah b. Abbas şöyle dedi: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hasan ile Hüseyin'e: 'Allah'ın tam olan kelimeleriyle sizleri her türlü şeytana, her türlü zararlı hayvana ve her türlü kem göze karşı (Allah'ın) sığınağına emanet ediyorum.' Ardından şöyle derdi: Atanız da İsmail ile İshak'ı böyle dua ederek Allah'ın korumasına emanet ediyordu. Buhari, Ahadis'ul-Enbiya 10, Ebú Davud, Sünnet 20, Tirmizi, Tıbb 18, İbn Mace, Tibb 36, Müsned c.1 s.270
Sayfa 102
Ebû Hûreyre (r.a.)’den; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: – Şu kelimeleri, onlar ile amel etmek veya onlar ile amel edecek olana öğretmek için benden kim almak (öğrenmek) ister? Bunun üzerine; – Ben, Yâ Resûlullah, dedim. Resûlullah elimden tutarak beş şeyi saydı ve buyurdu ki: -Haramdan sakın! insanların en çok ibâdet edeni olursun. -Allâhu Teâlâ’nın sana ayırdığına râzı ol! İnsanların en zengini olursun. -Komşuna iyilik et! (Gerçek) Mü’min olursun. -Kendin için sevdiğini, insanlar için de sev! (Hakiki) Müslüman olursun. -Çok gülme! Çünkü fazla gülmek, kalbi öldürür. (Tirmizî, Zühd, 2, IV, 551)
117- Evzai'den rivayet edildiğine göre, Zühri şöyle dedi: 'Geçmiş alimlerimiz şöyle derlerdi: Sünnete sarılmak kurtuluştur. İlim de hızlı bir şekilde kaldırılır. İlmin canlılığı din ve dünyanın teminatıdır. Alimlerin gitmesi ise bunları hepsinin yok olması demektir.' 118- Yunus anlatıyor: İbn Şihab şöyle dedi: 'Bize ilim erbabı kişilerden şöyle dedikleri aktarıldı: Sünnete sarılmak kurtuluştur. İlin de hızlı bir şekilde kaldırılır. İlmin canlılığı din ve dünyanın teminatıdır. Bunların hepsinin zayi olması ise ilmin kaldırılmasıyla olur.
Sayfa 47
116- İbn Şihab'dan rivayet edildiğine göre, Ömer b. Abdulaziz şöyle dedi: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ondan sonra gelen emir sahipleri bir takım sünnetler koydular. Bunlara uymak Allah'ın kitabını tasdik etmek, itaati kamilen yerine getirmek ve Allah'ın dininde güçlü olmak demektir. Hiç kimsenin de bunları değiştirmesi, yerine başkasını koyması veya muhaliflerinin görüşüne bakması söz konusu olamaz. Onların koyduğu sünnetlere uyan hidayete kavuşur, onlarla bakan önünü görür. Bu sünnetlere muhalif olana ve Müslümanların yolundan başka yol takip edene de Allah, önder edindiğiyle baş başa bırakır ve onu cehenneme yakıt eder. Orası ne kötü bir sondur.
Sayfa 47
101- Zühri diyor ki: Ebû İdris'in şöyle dediğini işittim: 'Ebû Derda'ya yetiştim ondan dinledim, Ubade b. Samit'e yetiştim on- dan dinledim, Şeddad b. Evs'e yetiştim ondan dinledim, Muaz b. Cebel'e yetişemedim ama oturduğu her mecliste şöyle dediğini haber aldım: 'Allah hakemdir, adildir, ismi ne yücedir. Onda şüphe edenler helak ol- muştur. Arkanızdan fitneler gelecek, mallar çoğalacak, Kur'ân herkesin elinde olacak. Öyleki kadın-erkek, hür-köle, küçük-büyük herkes ona ulaşabilecek. Sonra adamın biri Kur'ân'ı okuyacak ve şöyle diyecek: Ben Kur'ân'ı okudum insanlar ne diye peşimden gelmiyorlar. Kur'ân'ı okumama rağmen peşimden gelmediklerine göre başka bir şey uydurana kadar peşimden gelmeyecekler. O halde bidatlere (sonradan uydurulan şeylere) karşı dikkatli olun. Çünkü uydurulan her bidat dalalettir. İlim ve hikmet sahibi kişinin kaymasına karşı uyanık olun. Çünkü şeytan hikmet sahibi insanın sözüne dalalet bulaştırır, münafığın diliyle de hak sözü söyletebilir. Diyor ki: Dedik ki: 'Peki, biz nasıl olacak da münafığın hak söz söylediğini, şeytanın da hikmet sahibinin sözüne dalalet bulaştırdığını fark edeceğiz? dedi ki: 'Hikmetli insanın sözlerinin müteşabih olanlarından (yani ne demek istediğini tam kavrayamadığınız) uzak durun. Yani duyduğunuzda "bu da nedir? diye sorguladığınız. Ancak bu söz ondan uzak durmana sebep olmasın. Ola ki o yanlıştan vazgeçer, hakkı duyduğunda ona tabi olur. Çünkü hakkın üzerinde bir nur vardır. Ebû Davud Sünnet hd.no:4611
Sayfa 44
Reklam
99- Abdurrahman b. Yezid'den rivayet edildiğine göre, Abdullah b. Mes'ud şöyle dedi: "Sünnet üzere az amel, bidat üzere olan çok çabadan hayırlıdır.'
Sayfa 43
95- Ebû Kılabe'den rivayet edildiğine göre İbn Mes'ud şöyle dedi: 'Kaldırılmadan önce ilim öğrenmeye bakın. Kaldırılması da ilim sahiplerinin gitmeleridir(ölmeleri). Şöyle de dedi: İlimi tahsil edin. Çünkü siz ona ne zaman ihtiyacınız olacağını bilmezsiniz. Sizler, bazı insanlarla karşılaşacaksınız. Onlar sizi Allah'ın kitabına davet ettiklerini iddia edecekler halbuki Allah'ın kitabını arkalarına atmışlardır. Öyleyse ilmi tahsil edin, bidatçilikten, zorlamalardan, derine dalmalardan kaçının, eski olana bakın...
Sayfa 43
93-el-Ala b. el-Müseyyib, babasından aktarıyor. Abdullah b. Mes'ud şöyle dedi: "Biz uyarız, başlatmayız. Tabi oluruz, bidat çıkarmayız. Rivayete sarıldığımız müddetçe de sapmayız.'
Sayfa 43
79- Ebû Musa el-Eş'ari'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: 'Allah'u Teâlâ'nın benimle göndermiş olduğu hidayet ve ilim, bir arazi- ye yağan yağmura benzer. Arazinin bir bölümü verimliydi, suyu aldı otlar,bitkiler bitirdi. Bir bölümü de kuraktı, suyu tuttu, insanlara bir içme suyu oldu. Hem içtiler, hem suladılar, hem de hayvanlarına su verdiler. Bir başka tarafa da yağmur geldi ama burası tamamen taşlıktı. Ne suyu tutar ne de of bitirir. İşte; Allah'ın beni gönderdiği ilimden istifade eden, dini güzel kavrayıp öğrenip öğreten ile hiç buna başını çevirip bakmayan, Allah'ın benimle gön- derdiği hidayeti kabul etmeyenin örneği budur. Buhári, Ilm 20, Müslim, Fedail 15, Müsned 4/399
Sayfa 39
78- Ebû Musa el-Eş'ari'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: 'Benim ve Allah'ın beni göndermiş olduğu (dinin) örneği şöyle birine benzer. O kavmine gelip şöyle demiştir: 'Ey kavmim! Orduyu gözümle gör- düm. Ben açık uyarıcıyım. Kurtulmaya kalkın!' Kavminden bir grup onu din- ledi, hemen karar verip yola koyuldular... Kurtuldular. Bir grupta yalanladı ve yerlerinde durdular. Beklemedikleri anda ordu onlara baskın yaptı. Hep- sini helak edip her şeylerini ellerinden aldılar. İşte benimle bana itaat eden ve getirdiğim (dine) tabi olanın ve bana isyan eden ve getirdiğim hakkı yalanla- yanın örneği bu şekildedir. Buhari, Rikak 26, İ'tisam 2, Müslim, Fedail 16
Sayfa 39
73- Abdurrahman b. Amr es-Sülemi'den rivayet edildiğine göre, İrbad b. Sariye es-Sülemi'nin şöyle dediğini işitmiştir. İrbad diyor ki: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir defasında bize öyle etkileyici bir vaaz verdi ki, onun etkisiyle gözlerimiz yaşardı kalplerimiz yumuşadı... De- dik ki: Ey Allah'ın Rasûlü? Sanki vedaya hazırlanan kimsenin öğüdü gibi bir vaazdı. Senden sonrasıyla alakalı bize ne emredersin? Buyurdu ki: Sizi bembeyaz (apaydın) bir yol üzere bıraktım. Gecesi, gündüzü gibi aydınlıktır. Benden sonra o yoldan ancak helaka mahkum olanlar sapar. Sizden, benden sonra yaşayacak olanlar çok çok ihtilaflar göreceklerdir. Sünnetimden ve raşid halifelerin sünnetinden bildiklerinizden ayrılmayın. Azı dişlerinizle bun- lara yapışın. Başınıza Habeşistanlı bir köle bile emir tayin edilirse ona itaat edin. 'Mü'min tıpkı burnuna halka takılmış deve gibidir. Ne tarafa çekersen oraya gider.' Ebû Cafer diyor ki: Damre'nin rivayetinde 'Mü'min...' bölümü yer almamaktadır
Sayfa 37
488 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.