Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından hazırlanan, komünizmin ilk bildirgesi..
Siyasi görüşü, ideolojisi, düşüncesi ne kadar farklı olursa olsun bir Sosyoloji öğrencisi olarak herkesin bu kitabı okumasını şiddetle tavsiye ediyorum!
Okuduğum en güzel, en özel kitaplardan birisi. Hazineyi bulmaya çalışan Çoban Santiago’nun hikayesi..
Bu kitabı tam her şeyden vazgeçmek üzereyken elime aldım ve sonunu merak ederek okumaya başladım. Her insanın kendi kişisel menkıbesi vardır ve bunun uğruna karşısına ne kadar engeller çıkarsa çıksın, insan bunu çok içten isterse evren onun olması için çabalar ona işaretler gönderir ve amacına ulaştırır. Çoban ise evren sayesinde amacına ulaşıyor.
Ve aşk..
Hazineye ulaşmaya çalışırken bir kadına aşık olur, bu gerçek aşk beni çok büyüledi ve sırf bu yüzden kitabın içinde geçen o cümleleri defalarca okudum.
•
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208,1bin okunma
İlk görüşte aşık olabilirsiniz. Fiziksel bir çekime kapılarak aşık olabilirsiniz. Tutku ve ihtiras dolu bir serüvene çıkabilirsiniz. Paylaşımlarınız üzerinden aşka tutunabilirsiniz. Hiçbir bağlayıcılığı olmayacak şekilde de aşkı tanımlayabilirsiniz. Peki gelecek planlarınızla uyumlu bir aşka ne dersiniz? Ya da belki ölümsüz aşkı bulursunuz. Aşkın altıncı hali agapiyi..
Onu “o” olduğu için seversiniz ve asla vazgeçmezsiniz.
•Eros: Hem fiziksel hem duygusal aşk. Aşkın bu türü tutkuyla doludur. •Ludus:Bir oyun gibi oynanan aşk. Aşkın bu türünün en önemli parçası eğlencedir. Çiftler, bir araya gelmekten, karşısındakini etkileyip cezbetmekten hoşlanır. Ancak uzun süreli bağlılık sözü yoktur. •Storge: Arkadaşlıktan doğan ve desteğe dayanan aşk. Güven dolu ve bağlılık gerektiren bir aşktır. •Mania: Saplantılı aşktır. Duygusal iniş çıkışlar, kıskançlıklar hâkimdir. •Pragma: Kalbin değil aklın kontrol ettiği aşktır. Çiftler seveceği kişiyi mantığıyla seçer, kendisiyle benzer ilgi alanları, ortak değerleri olan birini arar. •Agapi: Özverili, fedakar, koşulsuz, bencil olmayan aşktır. Kişi kendini sevdiğine adar, karşılığında hiçbir şey beklemeden verir. Onu ‘o’ olduğu için sever.
Sevgi yumuşatır. Sevgi serinletir. Sevgi insanın içine bir gülümseme yerleştirir. Sevgi bir akarsu kıyısıdır, ağaç gölgesidir, filizin yeşili, gölün mavisidir. Sevgi paylaşmadır, bencil değildir. Seven kendini değil “o"nu düşünür. Sevgi anlar, hoşgörür ve bağışlar. Sevgi yaşayan her şeyi içine alır ve genişletir.’
“Sahi nedir bu amok; bir tür sarhoşluk hali bir şeye takıntılı hale gelmek ve ondan başka hiçbir şeyi gözün görmemesi ve hiçbir şey işitmeme hali... Ve önlenemezse kendini yok edişin başlangıcı...”
•Amok Koşucusu’na gelecek olursak Zweig bir nefeslik okumanın içerisine sayfa sayfa hatta cümle cümle incelenecek bir edebi başyapıt sığdırmayı basarmış. Hem de bunu bir hastalık halini anlatırken yapmıştır.
•Hiç elinizde var olan bir yardım imkanını kullanmaktan vazgeçtiğiniz ve sonrasında pişmanlık yaşadığınız oldu mu, muhtemelen olmuştur, işte eser tam böyle bir durumdan bahsediyor.
•Muhtemelen bitirdikten sonra tekrar dolaşacaksınız sayfaların derinliklerindeki gerçekliklerde belki de "Ben de bir Amok Koşucusu muyum?" diye sorgulayacaksınız kendinizi.
•Aslında birer Amok olarak koşmalıyız ideallerimizin hedeflerimizin peşinden ...
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112,3bin okunma
