Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnayet Duyar

“İşte bu dünya tiyatrosunda, sahnesinde de aynı şey olur.” dedi. Kimileri imparator rolü oynar, kimileri papa; kısacası, bir tiyatroda bulunabilecek bütün roller vardır. Ama sonunda, yani hayatın sonuna gelindiğinde, ölüm herkesin sırtından, onları birbirinden ayıran giysileri çıkartır; mezarda herkes eşittir.
Reklam
Ben senim ve sen bensin. Hem yalnızız hem de değil. Zamanın içinde tutsak, bir o kadar da sonsuzuz. Hem etten var olmuşuz hem de yıldızlardan.
Sayfa 236Kitabı okudu
Bu adam kendi özüne olan saygısını kaybetmek istemiyor. Besbelli ki kendiyle kurduğu ilişki özel ve önemli…. Kimse bilmiyor ama sen biliyorsun. Ve sen, kendin için dünyadaki en önemli insansın. Öyle olmalısın! Aksi halde yaşadığın hayat senin hayatın olmaz, -mış gibi bir hayat sürersin. Bu yüzden “benim hayatım” diyebilmen, “Yaşadım!” diyebilmen için her zaman kimsenin bilmediği bir koşulda dahi, sen kendin için doğru olanı, adil olanı yapmalısın.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Son iki yüzyılın getirdiği sarsıcı değişim bireylerden oluşan bir toplum yarattı ve binlerce yıllık refleksleri manasız kıldı. Artık insan çok daha hareketli, çok daha özgür ve sırf bu yüzden de çok daha yorgun.
Sayfa 142Kitabı okudu
Beklemek ve Umut Etmek…
Bu dünyada ne mutluluk ne bahtsızlık vardır, sadece bir durum diğeriyle kıyaslanır, hepsi bu. Yaşamanın ne kadar güzel olduğunu görmek için ölmeyi arzu etmeyi bilmek gerekir.
Sayfa 1551Kitabı okudu
Reklam
Eskiden hayatımın parçası olan çoğu şey ruhumu terk etti.
İçler Dışlar Çarpımı
Dışarıdan sıra sıra tramvaylar geçiyordu, paltolar geçiyordu, kediler geçiyordu, yıllar geçiyordu, hayatlar geçiyordu. Hiçbiri geri gelmiyordu. Ve çok yukarılardan, her şeyin üstünden, varlığın ve yokluğun ötesinden, herkese ve hiç kimseye ait belli belirsiz bir düşünce geçti. “Hikâyeler hep böyle kötü mü bitmeli?” Düşüncenin sahibi sayfayı çevirdi. Sayfada geri gelmedi.
Kendime dair bir şey öğrendim, hoşlanmadığım bir şey. Ben bir hayali sevdim. O bir hayaldi, bir rüyadan başka bir şey değildi. Ama ben onun gerçek olmasını istedim. Onu gerçek yaptım çünkü ona ihtiyacım vardı. İhtiyaç. Bizi yok eden şey bu işte, sende biliyorsun. Bu bizi her şeye karşı kör ediyor.
Sayfa 157Kitabı okudu
Bazen camımız o kadar acıyor ki hayata küsüp büyümeyi ve gelişmeyi unutuyoruz…
Hayatta kalıplar var… Ritimler. Bir hayatta kendimizi köşeye sıkışmış hissettiğimizde, hüznün, trajedinin, başarısızlığın ya da korkunun; tek bir varoluşun ürünü olduğunu düşünmek çok kolay. Yalnızca yaşamanın değil, belli bir şekilde yaşamanın sonucu olduğunu düşünmek. Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak her şey daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
“Bizi yaratan şey baskıdır ama. İlk başta kömürsündür, basınç sayesinde elmas olursun.” Nora, Neil’in elmas hakkındaki yanlışını düzeltmedi. Kömürün de, elmasın da karbon olduğunu ama kömürün hiçbir basınç altında elmasa dönüşemeyecek kadar katışıklı bir karbon olduğunu söylemedi. Bilimsel olarak, kömürseniz kömür kalırdınız. Belki de hayattan alınması gereken esas ders buydu.
“İnsanın kendine katlanmasının evrendeki en zor şey olabileceğini söyledim.” En büyük hükümdar ile en değersiz köle aynı sorunu paylaşır. Bu sorunu çözmek için bilgeler tutmak bile işe yaramaz. Yanıtlara ulaşmak için ne tahkikat yapabilir, ne de şahitler çağırabilirsin. Bu yarayı hiçbir hizmetkâr ya da mürit saramaz. Yaranı ya kendin sararsın ya da öylece bırakırsın ve kanamaya devam eder.
Sayfa 138Kitabı okudu
Belki de yarım kalan hikayeler daha güzeldir.
Sanki yarım kalan hikaye çekip gidenin değil de, geride kalanın yarım bir hikayesi gibi.
Sayfa 354Kitabı okudu
Bu memleket sanki lanetlenmiş gibi geliyor bazen bana. Derde, acıya, zorbalığa mahkum edilmiş gibi.
Sayfa 128Kitabı okudu
Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.