“Çocuk uyuyordu. Daha yeni uyumuştu. Kasabadaki bütün ışıklar da sönmüştü. Öteki mahallede bir iki köpek ürüşüyor, bekçi düdüklerinin sesleri geliyordu.
Memed altı aydan beri bu kasabadaydı. Şemsi Bey’in iki katlı evinin altına sığınmıştı. Kimse farkına varmasın diye ona yemeğini, suyunu, öteki gereksinimlerini Şemsi Ağa’nın kız kardeşinin öksüz
İnce, uzun, sarışın kadınlarla sevişiyordum, rahat sıcak otel odalarında.
Ama her sevişmeden sonra, sende konakladığım günlerin, gecelerin yataklan, o yataklarda yaşanan yalnızlığın kara düşleri çıkageliyordu.
"Sevgilisini boş yere bekleyen bir erkek için gece bitmek bilmez;
gündüzleri çalışan işçi için bir gün kısa bir süre değildir;
sert bir ananın kolları arasında yaşayan genç bir kız için bir yıl yüzyıl gibidir;
isteklerimi, umutlarımı geciktiren her an bana dayanılmaz bir uzunlukta gelir. "