Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İnci Sinem

Sabitlenmiş gönderi
“Allâh’ım! Sen’den, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidâyet, işlerime nizâm, dağınıklığıma tertip, içime kâmil îman, dışıma amel-i sâlih, amellerime temizlik ve ihlâs ver, rızâna uygun istikâmeti ilhâm et, ülfet edeceğim dostumu lûtfet ve beni her türlü kötülüklerden koru! Allâh’ım, bana öyle bir îman, öyle bir yakîn ver ki, artık bir daha küfür (ihtimâli) kalmasın. Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve âhirette Sen’in nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım.” (Tirmizi, Deavât 30/3419)
Reklam
"Mutluluğundan yüksek sesle bahsetme; zira hasedin uykusu çok hafiftir."
"Abdest alırken genç gibi ol! Canlı bir şekilde al! Namaz kılarken yaşlı gibi ol! Sakin bir şekilde kıl! Duâ ederken çocuk gibi ol! Ağlayıp, yalvarıp iste!"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Reklam
Yalınlıktan ve dinginlikten yoksunuz. Karatavuk ise güzel dişisine serenat yapmaya gidip gitmemek için uç saat kafa patlatmaz, hemen gider. Hoşa gitsin gitmesin, hiçbiri "ya işe yaramazsa" diye bunu devlet meselesi haline getiriyormuş gibi görünmez. Ne uzun vadeli stratejiler geliştirirler ne de sonu gelmez akıl yürütmeler içinde kaybolurlar. Kuşlar kuşkusuz kuşku nedir bilmez ya da bu hissi çok az tanırlar. Aşk konusunda acaba kuşlardan mu ilham almalıyız? Bazı kişiler, buz kesen kış aylarında uyumak için kalbini durdurabilen orman kurbağasına benzer. Hüsrana uğrayan bir aşkın ardından sevmeyi bırakır, yeniden acı çekme korkusuyla artık bağlanmak istemezler. Oysa kuşların kalbi, asla atmaktan vazgeçmez.
Biz insanlar etrafımızdaki hayatı insanbiçimsel (antropomorfik) bir bakışla görmeye bayılırız. Ne pahasına olursa olsun çiçeklere bir dil vermek isteriz. Gül bunu demek istemiştir, mavikantaron şunu demek istemiştir... Şeylere dair gayet duygusal bir görüş. Hayvanlarla, özellikle de üst düzey hayvanlarla ilgilenmeye başlar başlamaz yalnızca öznel bir yorumun ürünü olan tavırları, davranışları ya da tutumları bazı hayvanlara atfederiz. Gücün ve iktidarın sembolü (adeta kuşların "kralı" olan) kartalı ele alalım. Amblem olarak kartalı seçen sayısız ülke ya da siyasi parti vardır.
Bunu kümes hayvanlarında kolayca gözlemleyebiliriz: Artık beslenmeyen bir ufaklık annesinin peşinden ayrılmamakta diretirse gaga darbelerine maruz bırakılarak tam anlamıyla defedilir. Kuşlarda olsun, memelilerde olsun başka hiçbir türde gençler ailelerinin yanında insanlarda olduğu kadar uzun süre kalmaz. İnsan türünde gencin bağımlılık süresi patolojik hale mi gelmiştir? Ebeveynlerle çocuklar arasındaki gerilim dönemi olan ergenlik, doğal olarak, insanlarda ebeveynin çocuğunu "sütten kesme", gencin ise bağımsızlığına kavuşma ihtiyacı duyduğu zamandır. Hiçbir kuş, cinsel bakımdan olgunlaşmış büyük bir genci doyurmak istemez...
Guguk kuşu, ahlak kavramıyla bakan insan gözünde tam bir liyakatsizlik örneğidir. Çiftler sadece üremek için bir araya gelir, sonra da ayrılırlar. Dişi, başka bir türün yuvasında yumurtlar, ardından çekip gider, hesap kapanmıştır. Guguk kuşu tarafından, kendi türünden olmayan bir yavruyu beslesin diye katakulliye getirilen ev sahibi aileye düşer vazife. Yavru çoğunlukla onlardan dört kat büyüktür ve başlangıç olarak kardeşlerini itinayla yuvadan atarak bertaraf eder. Buna rağmen ev sahibi aile, üreme içgüdüsüne kapılarak, guguk kuşu yavrusuna karşı görevlerini yiğitçe yerine getirir. Şunu da kaydetmek gerekir. Bu guguk kuşu hikâyesi dışında, kuşlarda hem aynı türden hem de türler arası bu sefer gönülluğe dayalı birçok evlat edinme vakası görülür. Insan, evlat edinebilen tek varlık değildir.
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Reklam
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Mihmandar
Mihmandarİskender Pala
8.9/10 · 11,7bin okunma
İlmihal 1. Cilt / İman ve İbadetler
İlmihal 1. Cilt / İman ve İbadetlerKomisyon
9/10 · 457 okunma
Allah Teâlâ, Hz. Yûsuf (aleyhi's-selâm) kıssasında şöyle buyurmuştur: ‎‫وَاسْتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَمِيصَهُ مِن دُبُرٍ وَأَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَا‬‎ ‎‫الْبَابِ‬‎ "İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında kadının efendisine rastladılar." Hz. Yûsuf (aleyhi's-selâm), Mısır azizinin yanında köle olarak bulunuyordu. Bu sebeple âyette "O ikisi Efendilerine rastladılar" ifadesinin kullanılması beklenirdi. Buna rağmen, neden âyette sadece "kadının efendisi" denmiştir? Çünkü Yûsuf (aleyhi's-selâm) Müslüman, Mısır azizi ise kâfirdir. Bir kafirin, bir Müslümâna efendi olması asla düşünülemez.
Sübhanallah
Münafıkların durumunun anlatıldığı bir ayette şöyle buyurulur: ‎‫ذَهَبَ اللَّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمُتٍ لَّا يُبْصِرُونَ‬‎ "Allah, münafıkların nûrunu giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler." Münâfıkların anlatıldığı bu âyette şu husus dikkatleri çekmektedir: Allah Teâlâ âyette ذَهَبَ اللَّهُ بِنُورِهِمْ "Allah onların nuruna giderdi" buyurarak "nur" kelimesini müfret/tekil zikrederken; ‎‫ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتِ "Onları karanlıklarda bıraktı" buyurmak sûretiyle, "karanlık" kelimesini çoğul olarak kullandı. Neden? Çünkü hak yol tektir. O da Allah'ın doğru yoludur. Ondan başka Allah'a ulaştıran hiçbir yol yoktur. Bunun tersine birçok bâtıl yol vardır ve çeşitli dallara ayrılmıştır. Bu sebeple Kur'ân-ı Kerim'de Hakk'ın yolu müfred/tekil, bâtılın karanlık yolları ise çoğul lafızla gelir.
2.540 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.