Işılay

Işılay
@isil_ay
☾ “Aynı göğe dokunmak güzel.”
120 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Resulullah (sav) buyurdu ki: “Kuvvetli mümin Allah’a zayıf müminden daha iyi ve sevimlidir. Her şeyde bir hayır vardır. Sana fayda verecek şeye çalış, Allah’a güven acze düşme. Sana bir şey isabet ederse şöyle yapsam böyle olacaktı, deme. De ki: Allah diledi, dilediğini yaptı. Muhakkak ‘eğer’ sözü şeytana bir yol açar.” (Müslim)
Sayfa 432
Reklam
Kişisel hayatımız yanında, toplum hayatımız da Kur’an-ı Kerim’e göre olacak. Çünkü Kur’an-ı Kerim, Allah’ın emirlerine uymada kişi-toplum ayrımı yapmıyor. Kulluğumuz hayatın bütününe yayılacak. Toplumsal bağlarımız Allah’ın emirlerine mahkûm olacak: Aile içinde ve dışında, karı-koca arasında insanların birbirleri ile ilişkilerinde, kadının takabileceği süslerde, erkeğin bakmasında, konuşmasında, her yerde… Bize yön veren düşüncelerimiz bile, İslâmî kavramlarla çelişmeyecek, Allah’ın kitabında koyduğu prensiplere zıt olmayacak. İşte o zaman gerçek bir “Kur’an-ı Kerim ümmeti” oluruz.
Sayfa 252
Cennete giden yolda, hayallerin ve sadece lafta kalan kelimelerin yeri yoktur…
Sayfa 222

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İslâm, teslimiyet demektir. İslâm, itaat ve bağlılıktır. İslâm, kulların işinde Allah’ın hakem kılınmasıdır.
Sayfa 21
“Kim Allah rızasını kazanmayı gerektiren bir ilmi, herhangi bir dünya menfaati için öğrenirse kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz.” (Ebu Davut)
Sayfa 11
Reklam
Şüphesiz ki müslüman için İmân’dan sonra en önemli iş imânın ne manaya geldiğini bilmesi, iman ettiği ilâhın özelliklerini tanıması, kendisinden neler istediğini öğrenmesidir. Başka bir ifadeyle müslüman olması için söylemesi gereken “LÂ İLÂHE İLALLAH MUHAMMEDUN RASULULLAH” Kelime-i Tevhidi’nin ne manaya geldiğini öğrenmesidir.
Sayfa 7
Mustafa er-Rafii diyor ki: "İnsan gittiği yerde birçok soruyla karşılaşır: Adın nedir? Mesleğin nedir? Yaşın kaçtır? Nasılsın? Neye sahipsin? Mezhebin nedir? Dinin nedir? Görüşün nedir?... Sonra dilsiz ağızda beşeri lisanların iptale uğradığı gibi kabirde bütün bunlar sona erer. Ve orada ezeli lisan insana yönelik bir tek soruyla hareket eder. Amelin nedir?"
Sayfa 124
Müslüman, yaptığı her işi İslamî faaliyet haline getirebilen kişidir.
Sayfa 59
Günümüz müslümanlarının inanç ve hayat anlayışlarını şair ve ilim adamı Ömer Hayyam şu şiiriyle ne güzel ifade etmiştir; Bir elde kadeh, bir elde Kur’an, Bir helaldir işimiz, bir haram, Şu yarım yamalak dünyada, Ne tam kafiriz, ne tam müslüman!
Sayfa 30
Hak bedelsiz olmaz. Her nimet, külfet karşılığıdır.
Sayfa 6
Reklam
İlim, Amel etmek içindir
Bütün muteber kaynaklarda; Imam- Azam Ebù Hanife'nin (rha) fikih ilminin keyfiyetini ve temel hedefini şöyle ifade ettiği kayıtlıdır: "Fıkıh ilmi kişinin leh ve aleyhinde olan şeyleri bilmesidir. İlim ancak amel etmek içindir. illim ile amel etmek; ahiret saadeti için dünya meşguliyetlerini terkedip, gönülden çıkarmaktır.” İnsanin lehindeki ve aleyhindeki haklarına sahip olabilmesine "Ehliyet" denilmiştir. Allahû Teâlà (cc)'nın teklifleri bu ehliyete dayanır. Ehliyet sahibi olan her mükellefin, Peygamberimiz Efendimizin (sav) şu müjdesini unutmaması gerekir: "Bir kimse bildikleriyle amel ederse, Allahû Teâlà (cc) o kimseye bilmediklerini öğretir." Her mükellef; içinde bulunduğu hal ile ilgili ilimleri öğrenmek ve öğrendikleriyle amel etmek durumundadır. Zira bu her mükellefin üzerine "farz"dır. "Zerre miktar iyiliğin de, zerre miktarı kötülüğün de" karşılığının verileceği hesap gününe hazırlanan her mü'minin, islâm'ı öğrenmesi ve salih amellerle meşgul olmasi zaruridir.
Sayfa 14
Dinde zorlama yoktur
Allahû Teâlà (cc) insanların küfrüne razı değildir. Ancak cüz'i irade neticesinde insan "İmânı" veya "Küfrü" seçme durumundadır. Sonuç olarak; dünyada hem Allahû Teâlâ (cc)’ ya imân eden "mü'minler", hem de Tâgut'a kulluk eden "kâfirler" bulunacaktır. Bu noktada şu suale cevap bulmak durumundayız; "Yeryüzünde Allahû Teâlâ (cc)'ın indirdiği hükümlerle mi, yoksa insanların heva ve heveslerinden kaynaklanan kanunlarla mı hükmedilecektir?" İşte Hz. Adem (as)'dan itibaren devam eden "Tevhid Mücadelesi"; bu sualin içerisinde gizlidir.
Sayfa 11
Yeryüzünün Halifesi İnsan
İslâm uleması: “Ruhlar aleminde gerçekleşen ‘Misak’ olayında iki önemli unsur mevcuddur. Birincisi: Allahû Teâlâ (cc)’nın; ‘-Ben sizin rabbiniz değil miyim’ şeklindeki suali ve teklifi. İkincisi: İnsanların kendi nefislerine şahid tutulup; ‘-Evet Rabbimizsin, şahid olduk’ şeklindeki tasdikidir. Bu hadisede ‘İcap ve Kabul’ teşekkül etmiştir. Bunun tabii sonucu insanların yerine getirmesi gereken vazifeler ortaya çıkmıştır. Buna ‘Emanet’ denir hükmünde ittifak etmiştir. Bu “Ahd-ü Misak” hadisesinden sonra insan, başta “akıl” olmak üzere; hürriyet, mülkiyet ve diğer nimetlere kavuşmuştur.
Sayfa 9
Takdim
Mukaddes emaneti yüklenen ve ilahi tekliflerin muhatabı olan her mükellefin, cüz’i iradesini kullanması ve şu iki yoldan birisini tercih etmesi mümkündür. Birincisi: Allahû Teâlâ’ya (cc) imân etmek ve hayatını İslâm’a göre düzenlemektir. Bu tercih, ruhlar aleminde gerçekleşen manevi mukavelenin (misakın) tabii bir sonucudur. İkincisi: Hevâsını ilâh edinmek, şahsi kanaatlerine ve nefs-i emmaresinin ihtiraslarına göre yaşamaktır. Bu tercihi yapan kimselere delâlet ehli denilir.
Sayfa 5
Genç davetçi! Zikirle öylesine meczolmalısın ki, kalbinde, beyninde, bütün hücrelerinde ve özellikle gözlerinde tecelli eden ilahi feyz, karşındaki insanlara yansıyıversin. Seni gören, seni dinleyen Allah’ı hatırlasın…
Sayfa 86
743 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.