Ben Kays efendim Fuzuli’nin kölesi, her şeyi gördüm.yalnızca Babil ilahlarının heykellerini çalan gizli Servis örgütünün kimler olduğunu ve heykellerin hangi ülkeye gittiğini bilemedim, o kadar. eğer Leyla’nın aşk yolculuğu sona ermez,sırrını taşıdığım hazine gibi bir yerlerde darmadağın edilmezsem ve yine yolum kralların saraylarına yahut müzeleri uğrarsa, bu gece İştar tapınağında gördüğüm heykelleri elbet bir gün tanıyıp sizi meraktan kurtarırım
Bakın bir, aynı yolu beraber yürüdüğünüz insanlar, buna en yakınlarınız dahil, aslında size yalnızca gidecekleri yere kadar eşlik ediyorlar. Ötesi kendi başınıza uçabileceğiniz bir vadi.
Elâ lâ tahzunenne ahu'l beliyye
Feli'r- Rahmâni eltâfun hafiyye
“Ey belâya uğramış olan, sakın kendini hüzne kaptırma. Rahim olan Allah'ın gizli gizli lütufları vardır.”
'Efsaneler denizindeydiler ve gittikleri yerlere kendi efsanelerini de götüreceklerini henüz bilmiyorlardı.'
Romanda; karaktere evrilmiş bir tip özellikleri de sergileyen Barbaros Hayreddin Reisin yazar tarafından, başarılı bir kurmaca ile tarihi ve kişilik özellikleri yitirilmeden okurun hayal dünyasında yeniden şekillendirilmesi ve yaratılmasına ortam hazırlayarak, okurken içinizi ısıtıyor ve sizi tarihin derinliklerine götürüyor.
İskender Pala'nın okuduğum ilk kitabıydı, kesinlikle son olmayacak, okurken kendimi farklı dünyalarda hissettirdi. Herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap oldu.
Yani insan, kötü olabileceğinden şüphe edilen şeylerden ancak hayâ sayesinde uzak kalabilir; kanunlar, polisiye tedbirler ve jandarma korkusuyla değil.