Ağzına koyduğu ilk et lokmasını yutarken, köpeğin ağzından kapmayı düşündüğü ekmek parçasını hatırlayıp yüreği sızlıyor, dünyada saadetin de felaketin de kalıcı olmadığına inanıyor ve bundan dolayı hiçbir şeyi zevk ve saadet olarak kabul edemiyordu.
Gören şeyin göz olmadığını, gözde Allah’ın nuru yuvalandığını ve her şeyin, Batı felsefesinin bile bugün yaklaştığı bedâhet duygusuna bağlı bulunduğunu anlamayanlara yazıklar olsun!..