Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jalə Fətəliyeva

‘Herhangi bir insan ağının tarihini incelerken, zaman zaman durup kurgusal olmayan gerçeğin penceresinden bakmanın faydası olacaktır. Bir varlığın kurgusal olup olmadığım nasıl bilebilirsiniz? Oldukça basittir aslında; “Acı çekiyor mu?” diye sorun yeter. İnsanlar Zeus’un tapınaklarını yaktığında Zeus acı çekmez. Euro değer kaybettiğinde Euro kederlenmez. Bankalar battığında banka mağdur olmaz. Bir devlet savaşta kaybettiğinde devlet ıstırap çekmez, bankalar ve devletler metaforlardan ibarettir. Fakat savaşta yaralanan bir askerin acısı gerçektir. Yiyecek tek lokması olmayan yoksul bir köylü gerçekten eziyet çeker. Annesinden ayrılan yeni doğmuş bir buzağı gerçekten ıstırap duyar. Gerçeklik budur. Bu acılar, kurgulara duyduğumuz inançtan kaynaklanıyor olabilir tabii, örneğin ulusal ve dini mitlere inanmak bir savaşın çıkmasına neden olabilir ve sonucunda milyonlar evlerini, uzuvlarını, hatta hayatlarını kaybedebilir. Savaşın nedeni kurgusal olsa da çekilen ıstırap tamamen gerçektir. Bu nedenle kurguyu gerçekten ayırmak için elimizden geleni yapmamız gerekir.’
Reklam
‘Teoriden gerçekliğe dönecek olursak, insanın işbirliği ağlarının gücü, gerçekle kurgu arasında kurulmuş hassas bir dengeye bağlıdır. Gerçeklikle çok fazla oynarsanız zayıf düşer ve ileri görüşlü rakiplerinizle mücadele edemezsiniz. Diğer yandan, kurgulanmış mitlere biraz da olsa sırtınızı yaslamadan insan kitlelerini etkin bir şekilde organize etmek mümkün değildir. Katışıksız gerçekliğe sadık kalarak içine hiçbir kurgu karıştırmazsanız çok az insan peşinizden gelecektir. Bir zaman makinesi edinip modern biliminsanlarını antik Mısır’a yollayabilsek hiçbiri yerel rahiplerin köylülere anlatıp durduğu kurguları teşhir edip evrimden, görelilikten ve kuantum fiziğinden bahsederek iktidarı ele geçiremezdi. Biliminsanlarımız bilgilerini birkaç tüfek ve ağır silah yapmak için kullanarak firavun ve timsah tanrı Sobek’in karşısında ciddi bir üstünlük edinebilirdi. Ancak demir cevherlerine ulaşmak, maden ocakları kurmak ve barut üretebilmek için çalışacak çok sayıda köylüye ihtiyaç duyacaklardı. Bu biliminsanlarının enerjinin kütleye bölündüğünde ışık hızının karesine eşit olduğunu açıklayarak kitleleri peşlerinden sürükleyebileceğine inanıyor musunuz sahiden? Eğer ısrarcıysanız, günümüz Afganistan’ı ya da Suriye’sinde şansınızı deneyebilirsiniz.’
‘Okullar insanları sayısal notlarla ölçmeye başladığından beri milyonlarca öğrenci ve öğretmenin hayatı kökünden değişti. Her öğrenci, öğretmen ve müfettişin bildiği gibi sınavda yüksek not almak için gereken beceriler edebiyat, biyoloji ve matematiği derinlemesine kavramak için gerekenlerle aynı değildir. Her öğrenci, öğretmen ve müfettiş aynı zamanda çok iyi bilir ki, bu iki beceri arasında seçim yapılması istendiğinde pek çok okul yüksek notları tercih eder. ‘

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
‘İnsanlar tarihi yazdıklarına inansa da, esasında tarih, kurgulardan oluşan bir ağın etrafında örülür.’
‘Zaten zihnimdeki lanetli bulutların bilimin heybeti karşısında dalıp gitmesi için bir kitabın sayfalarını açmam yeterliydi. Birkaç dakika içinde dünyevi âlemin pisliklerinin uzaklaştığın hissedip, sonsuz gerçekligin dingin ışıltısı karşısında gözlerim kamaşmış, rahatlamış bir halde yeniden huzura kavuşuyordum.’
Sayfa 353Kitabı okudu
Reklam
‘Ağaç, nehir, korku ve arzunun yanı sıra Sapiens dünyasında para, tanrı, ulus ve şirket gibi hikayelere de yer vardır.’
‘Hayvanlar ruhları ya da zihinleri yetersiz diye değil, hayal güçleri yetersiz olduğu için bize karşı koyamaz. Aslanlar koşar, zıplar, pençe atar ve ısırır, ne var ki bir banka hesabı ya da dava açamaz. 21. yüzyılda nasıl dava açacağını bilen bir bankacı, savandaki en vahşi aslandan bile daha güçlü sayılır.’
‘İnsanlar bir anlam örgüsü oluşturup tüm kalpleriyle buna inanıyor; ancak er ya da geç örgü çözüldüğünde nasıl da tüm bu hikayeyi ciddiye aldıklarına anlam veremiyorlar. Soğuk Savaş çılgınlık gibi görünmeye başladı bile. Otuz yıl önce nasıl oldu da insanlar komünist bir cennete inandıkları için nükleer bir katliamı göze alabildiler? **Önümüzdeki yüzyılda demokrasi ve insan haklarına duyduğumuz inanç da gelecek nesillere aynı şekilde anlamsız görünebilir.** ‘
‘Roma’daki Papa kutsal babamızdır onun emirlerine uymalı ve sözünden çıkmamalıyızdır. Çaldığımızda ya da öldürdüğümüzde bizi cehenneme gönderecek olan Tanrı, Müslümanları öldürdüğümüzdeyse bizi cennetinde karşılayacaktır.’
‘“Gök tanrıya on boğa kurban edersen yağmur yağacak, aileni onurlandırırsan cennete gideceksin, söylediklerime inanmazsan cehennemi boylayacaksın.” Sapiens belli bir yörede yaşadığı ve aynı hikayelere inandığı sürece, aynı kuralları izleyerek yabancıların benzer davranışları tanımasını kolaylaştırır ve böylelikle geniş çaplı işbirliği ağları kurabilir. Sıklıkla sarık, sakal ya da takım elbise gibi görsel işaretlerle, “Bana güvenebilirsin, ben de aynı hikayeye inanıyorum,” mesajı verilir. Şempanze akrabalarımız böylesi hikayeler yaratıp bunları yayamadıkları için kalabalık gruplarla işbirliği yapamazlar.’
Reklam
‘İnsanlar şempanzelere göre daha iyi organize olabilirler; bu nedenle insanlar uzay mekikleriyle aya çıkarken, şempanzeler hayvanat bahçelerinde ziyaretçi taşlar. İyi de bu insanların daha üstün olduğu anlamına mı gelir?’
2024’ün ilk alıntısı.
‘Her ateş söner bir noktada, o zaman yapacağınız tek şey külleri karıştırıp yakılabilir bir şeyler bulmaya çalışmaktır.’
‘Belki de şübhe edebilen, çaresizliğe düşebilen insan, büyük ve fevkalade şeyler yaratabilir.’
‘Sanatların ve bilimlerin tarihi, insanların ne kadar dikkate değer gelişmelere kadir olduğunu gösterir. Bu gelişmeye katılanların bir çoğu eserlerini, keşiflerini hoşnutluktan yaratmamış. Galilei ve Einstein gibi kâşifler kafalarını çatlatırcasına düşünmeye gömülüp durmasalar, Madam Curie gibi araştırmacılar hayatlarını riske etmeseler, ne olurdu? Ona bu dünyada bir çare bulunsa, Heinrich von Kleist'in eseri meydana gelirmiydi? Kendine ve sanatına bakarken hiçbir gerginliği olmasa, Vincent van Gogh fırçasını tuvale öyle şiddetle vurur muydu? ‘Sisyphos Efsanesini’ yeniden anlatan Albert Camus’yü mutlu bir insan olarak mı düşünmeliyiz? İnsanlığın tarihinde meydana getirilmiş olan, hayranlık uyandırıcı ne varsa, bunların ancak küçük bir kısmı hoşnutluk eseridir.‘
‘Hastalık etkenleri, bakteriler ve virüslerle savaşımızda her gün yeni gelişmeler olurken ilaçların bilinçsiz kullanımı yeni tür bakterilerin oluşmasına da yol açtı. Antibiyotiklerin özellikde et endüstrisinde aşırı kullanımı sonucu penisilin ile başlayan antibiyotik çağının sonunu da uzak olmayan bir gelecekte görebiliriz. Bu nedenle, Bilimden ayrılmayın..’
218 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.