Dünyayı karanlıktan, sakat düşünceden, yavuzluktan kurtaran okul değildir, büyük düşünürlerin, bilginlerin, şairlerin yazdıkları kitaplardır. O düşünürlerin, bilginlerin şairlerin kitaplarını ortaya koymazsanız okul hiçbir işe yaramaz.
Atatürk toplum hesaplaşmasında, içinde göründüğü bütün olayların üstünden bakar olur. Dikeni çalısı ayağınızı yalayarak indirdiğiniz bir dağ gibi, geri dönüp baktığınızda onun ancak yüceliği altında ezilirsiniz.
Her insanın hayatı inişli yokuşlu bir çizgidir ve her akıllı adam kendini frenle idare eder; fakat ben patron, değerim buradadır; frenimi çoktan attım, çünkü karamboller beni korkutmuyor; biz işçiler yoldan çıkmaya karambol deriz.
Kendimi mutluluğa kaptıramıyorum. Korkuyorum mutluluktan. Mutluluk her an sona erecekmiş gibi geliyor bana. İçimde hep o “her an sona erebilir “ hissi vardır.
Savaş benim tarih kitabım.Yalnızlığım… Çocukluğum farkına varamadan geçti gitti, hayatımdan yitti. Çocukluğu olmayan biriyim ben, çocukluk yıllarım yerine savaş var hayatımda.
Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız.