Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdulkadir ERTAKUŞ

İnsanlık tarihini açıklarken elimizde yetişkinin yaptıklarından başka veri yoktur ama aynı şeyi doğa için söyleyemeyiz. Aksine, doğada kurulan ve süregelen sınırsız muhteşem canlı çeşitliliğini ifşa eden yaşamın asıl anahtarı çocukluğun saklı bahçesindedir. Tüm canlılar mücadele edebilecek kadar güçlü olmadan önce zayıftır; öyle ki bu aşamada bazı organlar henüz var olmadığı için organların uyum sağlaması da söz konusu değildir. Hiçbir canlı, hayata bir yetişkin olarak başlamaz. Bu nedenle, güçlü birey ile çevresi arasındaki etkileşimde belirgin olan formlardan, kaynaklardan ve dürtülerden farklı formlar, kaynaklar ve dürtülerle ilgili olarak hayatın saklı bir yanı vardır. Bu bölüm, yani çocukluğun saklı bahçesi, yaşamın gerçek anahtarını barındırır, zira yetişkinin yaşadıkları sadece hayatta kalma mücadelesindeki tehlikeleri açıklar.
Sayfa 212 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Olive çömelip kucakladı köpeği. Freddie yüzünü yaladı Olive'in. Kızın gözünden tek bir damla yaş aktı, köpek onu da yaladı. Böyle anları öyle çok yaşamışlardı ki. Olive ne zaman düşse, ağlasa veya hiç tanımadığı annesini düşünse, ne zaman ki kendini kaybolmuş, tek başına ya da sadece üzgün hissetse, Freddie'nin hor hor soluduğunu, onunla birlikte ağladığını, yanına sokulup onu sıcak tuttuğunu hayal ederdi.
Sayfa 135 - Can ÇocukKitabı okudu
Dedem günümün gri kısımlarını silip onları renklere boyuyor.
Sayfa 98 - Can ÇocukKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yukarıdan her şey derli toplu ve renkli görünüyordu, ama aşağıda, ağaçtan inip de evde bir fille yaşamaya başladığınızda, hayat birazcık gri, birazcık düzensizdi. Olive annesinin orayı sadece yukarıdan görebildiğini umdu. Ve sadece renkli kısımları.
Sayfa 59 - Can ÇocukKitabı okudu
Aşağıdaki bahçeye, yaşadığı dünyaya baktı ve annesini düşündü. Dedesi annesinin yukarıdan onlara baktığını söylüyordu hep. Annesinin de bunları görüp görmediğini merak etti.
Sayfa 59 - Can ÇocukKitabı okudu
Reklam
Baban bisikletini hiç tamir etmeyecek; sen babanı tamir etmedikçe.
Sayfa 26 - Can ÇocukKitabı okudu
Bak, benim babamın çok büyük bir üzüntüsü var. Hem de çok uzun zamandır. Sürekli peşinde dolaşan büyük, gri bir fil gibi hayal ediyorum üzüntüsünü. Gördüğüm şey bu işte."
Sayfa 25 - Can ÇocukKitabı okudu
Olive gülümsedi, belki gülümsemek bulaşıcıdır diye umuyordu.
Sayfa 10 - Can ÇocukKitabı okudu
Herhangi bir sorumluluk almak, kişinin kendi eylemlerinde hâkimiyet kazandığına inandığını ve kendine güvendiğini gösterir. "Yapamam," düşüncesinin doğurduğu cesaretsizlik gibisi yoktur. Felç olmuş bir çocuktan çok hızlı koşan bir çocukla yarışması istense, ilki hiç koşmak istemez; yetenekli bir dev ile küçük, deneyimsiz bir adam boks
Sayfa 180 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Küçük bir uğraşıyla meşgulken, mesela bir kovaya çakıl taşı dolduruyorken annesinin arkadaşlarından biri gelir ve çocuğu, gelen misafire göstermek için küçük işinden eder. Yetişkinler çocuğun yaşamına devamlı müdahale ederler; onlar çocuğa hiç danışmadan, onu kale almadan, onun hareketlerinin hiçbir değerinin olmadığını gösterircesine yaşamını düzene sokan güçlü varlıklardır. Oysaki yetişkin, çocuğun gözü önünde hiç kimsenin, bir hizmetçinin bile, gereken nezaketi göstermeden ve rızasını almadan işini bölmez. Bu nedenle çocuk diğer herkesten farklı olduğunu, kendisini herkesten aşağıda bir yerde konumlandıran özel bir önemsizliği olduğunu hisseder. Daha önce söylediğimiz gibi önceden içsel olarak belirlenmiş bir planın sonucu olan bir dizi eylem, çocuğun gelişiminde en yüksek öneme sahiptir. Bir gün yetişkin, çocuğa kendi eylemlerinden sorumlu olması gerektiğini açıklayacaktır, ama böyle bir sorumluluğun temeli bir eylem ile diğer bir eylem arasındaki eksiksiz bir bağlantı örüntüsünde ve bu örüntünün önemine ilişkin yargıda yatar. Fakat çocuğun hissettiği tek şey eylemlerinin tümünün önemsiz olduğunun düşünüldüğüdür. Kendi çocuğunda sorumluluk duygusu uyandıramadığından ve çocuğunun kendi eylemlerinde hakimiyet kazanmasını sağlayamadığından yakınan yetişkinin bizzat kendisi, çocuğunun yaşamdaki ardışık eylemlerin devamlılığı algısını ve kendi haysiyet duygusunu adım adım yıkmıştır.
Sayfa 179 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Fakat herkes bilir ki bir çocuğun inatçılığını hiçbir şey gideremez. Ne teşvik etmenin ne de cezalandırmanın bir faydası olmayacaktır. Bu, ateşi çok yükselmiş birine iyileşmesinin daha iyi olacağını söyleyerek ve eğer ateşini düşürmezse onu dövmekle tehdit ederek uzun uzun vaaz vermeye benzer. Gerçek şu ki yetişkin aslında çocuğuna müsaade ederek değil, onun gerçekten yaşamasına engel olarak onu şımartmıştır, böylelikle onun doğal gelişiminden sapmasına neden olmuştur.
Sayfa 177 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
İnsanlar kendilerini neden birbirlerinden soyutlar? Neden her aile bir soyutlanma hissiyle ve nefretle diğer gruplara karşı kendi içine kapanır? Aileler kendi içlerinde mutluluğu bulacakları düşüncesiyle değil, kendilerini diğerlerinden soyutlamak için içlerine kapanırlar. Söz konusu engeller sevgiyi savunmak için oluşturulmaz. Aile engelleri kapalı, geçilmez ve evin duvarlarından daha güçlüdür. Sınıfları ve ulusları birbirinden ayıran engeller de öyledir. Ulusal engeller birleşik ve birörnek bir grubu tehlikeden korumak ve güvende tutmak üzere birbirinden ayırmak için inşa edilmemiştir. Soyutlama ve savunma kaygısı ulusların arasındaki engelleri pekiştirir, bireylerin ve ürettiklerinin dolaşımına mani olur. Peki ama eğer uygarlıklar alışveriş aracılığıyla kuruluyorsa bu neden böyledir? Acaba ulusal engeller de büyük bir ıstıraptan, aşırı şiddete maruz kalmış olmaktan kaynaklı psikolojik bir engel midir? Acı organize hâle gelmiş ve öylesine yoğunlaşmıştır ki gittikçe daha güçlü ve daha kalın engeller oluşturularak, ulusların yaşamlarını sakatlamıştır.
Sayfa 170 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Okulda ciddi anlamda muhteşem oyuncaklar bulunmasına rağmen çocuklar bu oyuncakları hiçbir zaman seçmedi. Bu beni öylesine şaşırttı ki kendim devreye girip bir oyuncak bebeğin mutfağındaki çanak çömleklerin nasıl tutulacağını, ateşin nasıl yakılacağını, yanına güzel bir oyuncak bebeğin nasıl oturtulacağını öğreterek çocuklara bu oyuncakların nasıl kullanıldığını gösterdim. Çocuklar kısa bir süreliğine ilgilendi ama sonra uzaklaştılar ve bu tür oyuncakları bir daha hiç tercih etmediler. Dolayısıyla anladım ki bir çocuğun yaşamında oyun belki de daha iyi bir şeyin eksikliğinden dolayı başvurduğu ikincil bir şeydir. Oysaki çocuğun zihninde işe yaramaz eğlencelerden önce gelen daha yüce şeyler vardır. Aynı şey bizim için de geçerli olabilir; boş zamanlarımızda satranç veya briç oynamak yeterince keyifli olsa da hayatımız boyunca başka bir şey yapmamıza izin verilmeseydi bu oyunlardan artık keyif almazdık. Yapılması gereken önemli ve acil bir iş olduğunda briç unutulur; çocuğun da daima önemli ve acil işleri mutlaka vardır. Geçen her dakika onun için değerlidir ve nispeten daha alt bir düzeyden daha üst bir düzeye geçişi temsil etmektedir. Çocuk sürekli büyümektedir ve onun gelişim araçlarıyla ilişkili her şey onu büyüler ve yararsız uğraşıları ona unutturur.
Sayfa 131 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Her yeni deneyimden sonra kendime 'Şimdi değil, bir dahaki sefere inanacağım,' diyordum. Bu yüzden uzun bir süre hem kuşkucu hem de heyecanlı ve gergin oldum. Çocukların neler başardığını söyleyen öğretmeni kaç defa tersledim! 'Beni etkileyen tek şey hakikattir,' diye katı bir şekilde yanıt veriyordum. Öğretmeninse kırılmadan ama ağlamaklı bir şekilde 'Haklısınız. Böyle şeyleri gördüğümde bu çocuklara ilham verenin ancak ve ancak melekler olabileceği ni düşünüyorum' dediğini hatırlıyorum.
Sayfa 124 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Bazen en önemsiz olgular sınırsız ufuklar açabilir, çünkü insan, doğası gereği arayış içindedir, bir kâşiftir. Fakat başlangıçtaki önemsiz olgular keşfedilmediği takdirde ilerleme kaydetmek mümkün değildir.
Sayfa 121 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
2.273 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.