KafkaOkur bence oldukça başarılı sayılar yayınlıyor her seferinde.
Gerek yazarların bilinmeyen yönleri gerek kitapları özenle hazırlanmış yazılarla sunuluyor.
Özellikle hikayeler benim çol hoşuma gidiyor.
Özellikle bu sayıda "İçselleştiremediklerim" isimli Mustafa Silici'nin köşesindeki hikaye beni çocukluğuma kadar götürdü. Aşırı beğendim.
Sonra "Tarçın" isimli hikaye kış gününde içi ısıtacak bir bitki çayı güzelliğindeydi, hele bir de o çaylar güzel notları da beraberinde getirince...
"Müstesna Bir Delinin Ardından" isimli hikayeyi ise abartmıyorum gözüm yaşlı yaşlı okudum. Nasıl hissettirmiş Kaan Murat bu hikayeyi, bu kadar da olmaz dedim...
Basılı dergileri çok az takip ederim ancak kafka okuru almasam da takip ediyorum. Bu dergiyi de bir gün canım istedi diyerekten almıştım. Olabildiğince çok inceledim, okudum, bol bol altını çizdim, yer yer karaladım. Bence dergicilikte adı olduğu kadar edebi tatları da var. Takip edilesi bir dergi.
Bir Kafkaokur klasiği.. Ruha dokunan hayat hikayeleri, alıntılar, öyküler, anlatılar, şiirler... Daha ne olsun! Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir' e ait çift taraflı kapak basarak sürpriz yapmış dergi. İçerik zaten dolu dolu.. İyi okumalar..
Geriden geldiğimin farkında olmakla birlikte bunun işaret olduğunu düşünmekteyim. Neden mi? Çünkü Ocak Şubat 2017 basımı olmasına rağmen şu anı yaşıyor hissi veren bir sayı olmuş. 2020’den izler bulabileceğimiz bir sayı okurken tekrar basım yılına bakmama sebep olan bu dergiyi okurken sizlere de iyi okumalar.
BU sayısında yaşarken de hiç ayrı kalmaya dayanamamış iki yazar, iki dost, iki aşık ve daha fazlası olan Jean Paul Sartre ve Simone De Beauvoir çifti dergi de ayırmayı göze alamamış bir yüzde Jean Paul Sartre diğer yüzde Simone De Beauvoir resmini koymuş.Beauvoir ve Sartre ile ilgili kısım ve kapak düzenlemesi enfesti. Bu sayıda hem Sartre'ı farklı bi açıyla gördüm hem de onun aşkı Simone De Beauvoir'ı tanıdım.. Çok güzel bir sayı olmuş...
Kafka okur bu sayısında yaşarken de hiç ayrı kalmaya dayanamamış bir çifti dergisinde de ayırmayı göze alamamış olacak ki aynı sayıda yer vermiş Sartre ve Beauvoir çiftine. Çok da güzel estetik bir sayı çıkmış ortaya böylelikle.
Feminizmi de bölüm bölüm az az işlemiş eh sayıda Beauvoir var ne de olsa.
Ece Temelkuran da dokunmuş dergiye kalemiyle bi nebze.
Eh daha ne olsun alın alın okuyun...
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki Plath sayısından sonra en sevdiğim sayıydı bu sayı. Beauvoir ve Sartre ile ilgili kısım ve kapak düzenlemesi enfesti.Güzel olan yerler işte burada bitti.
Çıktığı günden bu yana tüm sayılarını takip eden bir okur olarak üzülerek söylüyorum ki bir kaç güzel yazı hariç vasat şeyler yazılmaya başlandı.Buna da göz yumabilirdim belki ama bir edebiyat dergisinin, hele ki kafkaokur gibi popüler bir derginin bağlaçları yanlış yazmak gibi, yazım yanlışı yapmak gibi bir lüksü olmamalı bana göre.Dilerim daha güzel sayılarda tekrar okurum.
Bir yüzde Jean Paul Sartre diğer yüzde Simone De Beauvoir. İki yazar, iki dost, iki aşık ve daha fazlası :) Çok güzel bir sayı olmuş. Özellikle bu iki yazarı seviyorsanız ya da tanımak istiyorsanız. :) Yazarlığına ve duruşuna ve yaptıklarına hayranım Beauvoir :)
kafkaokur'un ocak sayısın'da en sevdiğim 2 yabancı yazara yer vermiştir. Jean paul satre ve simon de beauvoir var ...kapak'da ise jean paul sarte var ... kafkaokur okuyunuz okutunuz