Bir yüzde Jean Paul Sartre diğer yüzde Simone De Beauvoir. İki yazar, iki dost, iki aşık ve daha fazlası :) Çok güzel bir sayı olmuş. Özellikle bu iki yazarı seviyorsanız ya da tanımak istiyorsanız. :) Yazarlığına ve duruşuna ve yaptıklarına hayranım Beauvoir :)
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki Plath sayısından sonra en sevdiğim sayıydı bu sayı. Beauvoir ve Sartre ile ilgili kısım ve kapak düzenlemesi enfesti.Güzel olan yerler işte burada bitti.
Çıktığı günden bu yana tüm sayılarını takip eden bir okur olarak üzülerek söylüyorum ki bir kaç güzel yazı hariç vasat şeyler yazılmaya başlandı.Buna da göz yumabilirdim belki ama bir edebiyat dergisinin, hele ki kafkaokur gibi popüler bir derginin bağlaçları yanlış yazmak gibi, yazım yanlışı yapmak gibi bir lüksü olmamalı bana göre.Dilerim daha güzel sayılarda tekrar okurum.
Bir Kafkaokur klasiği.. Ruha dokunan hayat hikayeleri, alıntılar, öyküler, anlatılar, şiirler... Daha ne olsun! Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir' e ait çift taraflı kapak basarak sürpriz yapmış dergi. İçerik zaten dolu dolu.. İyi okumalar..
KafkaOkur bence oldukça başarılı sayılar yayınlıyor her seferinde.
Gerek yazarların bilinmeyen yönleri gerek kitapları özenle hazırlanmış yazılarla sunuluyor.
Özellikle hikayeler benim çol hoşuma gidiyor.
Özellikle bu sayıda "İçselleştiremediklerim" isimli Mustafa Silici'nin köşesindeki hikaye beni çocukluğuma kadar götürdü. Aşırı beğendim.
Sonra "Tarçın" isimli hikaye kış gününde içi ısıtacak bir bitki çayı güzelliğindeydi, hele bir de o çaylar güzel notları da beraberinde getirince...
"Müstesna Bir Delinin Ardından" isimli hikayeyi ise abartmıyorum gözüm yaşlı yaşlı okudum. Nasıl hissettirmiş Kaan Murat bu hikayeyi, bu kadar da olmaz dedim...
Klasik kafkaokur dergisinin bir tık ötesine geçmiş bir sayı. İçerisindeki şiirlerden ilgimi çeken ilk Can Bonomo olsa da beklentimi yüksek tuttuğumdan olsa gerek hayran kalmadım. Ama harika öyküler var. Ve en çokta harika anı ve anlatılar. Ece Temelkuran'ın yazdığı kısa ama derin anılar özellikle altı çizilesi mesajlar taşıyor. Emre Polat'ın yazdığı kafkaesk bilim kurgu yazısının devamını heyecanla bekliyorum.
Basılı dergileri çok az takip ederim ancak kafka okuru almasam da takip ediyorum. Bu dergiyi de bir gün canım istedi diyerekten almıştım. Olabildiğince çok inceledim, okudum, bol bol altını çizdim, yer yer karaladım. Bence dergicilikte adı olduğu kadar edebi tatları da var. Takip edilesi bir dergi.
Kafka okur bu sayısında yaşarken de hiç ayrı kalmaya dayanamamış bir çifti dergisinde de ayırmayı göze alamamış olacak ki aynı sayıda yer vermiş Sartre ve Beauvoir çiftine. Çok da güzel estetik bir sayı çıkmış ortaya böylelikle.
Feminizmi de bölüm bölüm az az işlemiş eh sayıda Beauvoir var ne de olsa.
Ece Temelkuran da dokunmuş dergiye kalemiyle bi nebze.
Eh daha ne olsun alın alın okuyun...
Jean Paul Sartre ile Simone De Beauvoir ile 20.yy'a doğru yolculuk yapmaya hazır mısınız? 20.yy'daki Fransa'daki yeni akımların gelişmesini sağlayan iki kişinin hayatlarını ufaktan ziyaret edelim.
Varoluşçuluk akımının temsilcisi Jean-Paul Sartre ile başlıyoruz yolculuğumuza. İlk başta varoluşçuluk akımını kısaca anlatmam gerektiğini
Herhalde Kafka Okur'un okuduğum en iyi sayılarından bir tanesiydi. Simone de Beauvoir'i ve de J.P. Sartre'yi birlikte almalarından anlaşılması gerekiyor. Simone de Beauvoir'i bu dergiyle birlikte daha da iyi tanımak her ne kadar beni geç kaldığım düsüncesine goturse de 'iyi ki KAFKA OKUR var.'
