Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilal

Hilal
@kahlo
Bilinmeyenin korkusunu merakla değiştir.
Bursa
24 okur puanı
Nisan 2016 tarihinde katıldı
Reklam
Sen yanındayken, karın konuşmazdı. Sesini anımsamıyorum. Seni onaylayıp onaylamadığı bakışlarından anlaşılırdı. Çevrenizde kim olursa olsun, en çok sana bakardı. Çekingenliği seni rahatlatırdı. Onun ölçülü duruşu eşlik ederdi senin sessizliğine. Aynı sigaraları içerdiniz. İkiniz için bir paket taşırdınız. O araba kullanırdı, sen motor. Çocuğunuz yoktu. O çalışıyordu. İkiniz için para kazanıyordu, sense ekonomi eğitimi almayı sürdürüyordun. Kuramlarına, diline hayrandı. Ona ne oldu? Ölümünden sonra toparlanabildi mi? Biriyle sevişirken seni düşünüyor mu? Evlendi mi? Kendini öldürerek onu da mı öldürdün yoksa? Anını yaşatmak için oğluna senin adını mı verdi? Kızı olduysa, senden hiç söz etti mi ona? Senin doğum günlerinde ne yapıyor? Ya ölüm yıldönümünde? Mezarına çiçek koyuyor mu? Onun çektiği fotoğrafların nerede? Giysilerini sakladı mı? Hala kokun var mı üstlerinde? Parfümünü sürüyor mu? Çizimlerini ne yaptı? Evin bir odasına mı çerçeveledi? Sana bir müze mi kurdu? Senden sonra kimlerle birlikte oldu? Yoksa arkanda bıraktığın anıyla, başka biriyle olmasını olanaksız mı kıldın?
Biri bana bir intihar haberi verdiğinde, aklıma sen geliyorsun. Ama birinin kanserden öldüğünü söylediklerinde, aynı hastalıktan ölen dedemle büyükannem gelmiyor aklıma. Kanseri başka milyonlarca kişiyle paylaşıyor onlar. İntiharsa senin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşamın bir varsayımdı. Yaşlanıp ölenler bir geçmiş yığınıdır. İnsan onları düşününce, oldukları şey gelir gözünün önüne. Seni düşününce olabileceğin şey geliyor. Sen bir olasılık yığını oldun, hep öyle kalacaksın.
Varlığıma nedensizlikten delirdim ben. Hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan. Hepsini giydim. Hiçbiri olmadı. Hepsi dar geldi. İnansaydım herhangi birine, uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. Okyanuslar kırmızı olurdu. Pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi. Ama inanamadım. Bir türlü inanamadım... Bütün hayat bir illüzyon.
Kinyas
Reklam
Gerçekten de konuşularak yapılmayacak iş yoktur. İhtilaller çıkartılabilir, birileri aşık oldurulabilir ve hatta intihar ettirilebilirdi. Konuşarak her şey yapılırdı. Ve bana çok komik geliyordu. Birisinin ağzından çıkan, üç yüz kilometre uzakta doğmuş başka birine hiçbir anlam ifade etmeyen kelimeler dünyayı yönetiyordu. Bir sürü harf, ses, cümle, tiyatro, şarkı sözü... Kendinizi öldürtmeniz için bir grup manyağın arasına dalıp hepsini annesine oral seks yaptırdıktan sonra kırbaçlamak istediğinizi söylemeniz yeterli olurdu. Ve ağzınızdan kopan sözleri yanlışlıkla da söylemiş olabilirdiniz. Diliniz sürçmüş olabilirdi, o insanların lisanlarına hakim olamadığınız için cümleyi yanlış kurmuş da olabilirdiniz. Ama yok! Karşınızda ağzınızdan çıkan her sese bir anlam vermek için yanıp tutuşan bir geri zekalı sürüsü varken böyle bir ihtimal olamaz onlar için. Kelimelerle ne kadar çok yapılacak şey var. Biraz uğraşmak yeter dünyanın bir yarısını diğer yarısına satmak için. Ve çok aşağılık bir durum. İletişim diye bir şey yok. Fazla iyimser bir kavram. Hayatı renklendirmek için. Kim bilebilir kimin bir lafı inanarak söylediğini. Ya deliyse konuşan. Ya ne dediğini bilmiyorsa. Ya bir yalancıysa...
Kayra
Gelecek saniyelerin üstlerine binerek uçan olaylar bizi ayakta tutuyor. Bütün hayatımız boyunca beklediğimiz ve nereden geleceğini bilmediğimiz huzuru arıyoruz. Ve tükenmez huzur arayışımız hayatta kalmamızı sağlıyor.
Terk ettim okulu. Belki hala bir yerlerde kayıtlarım duruyordur ve yoklama kağıtlarına "yok" yazılıyorumdur. Ve belki de benim için söylenecek en yerinde kelimedir. Ben yokum! En azından yokmuşum gibi dönsün dünya diye nefesimi bile tutmuştum bir zamanlar. Bendeki erken yükselişin ve daha hayatın yeni öğrenilmesi gereken yaşta bu noktaya varmış olmamın nedenini bilmiyorum. Belki de ben dünyadan daha hızlı döndüm. Hepsi bu.
214 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.