Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Doğukan K.
Doğukan K.
@kanlikartal
Zekice kurgulanmış , yazarın okumuş olduğum diğer 3 kitabı gibi gene aksiyonun eksik olmadığı , sıradan polisiye/macera romanlarındaki gibi sadece eylem ve sonuca odaklanmaktan ziyade terör eylemlerinin akabinde siyasi olayların da yattığını gösterip ve akılda kalıcı karakterlerle okuru kendisine bağlayan , hareketli bir roman.
Tina Boyd , yazarın bu kitabı hariç birkaç romanında da ana karakter olan , özetle bıçkın kadın karakter diye tabir ettiğim gelene geçene kafa atıp her romanda ölümle sürekli burun buruna gelen bir tip. Ama buna rağmen okumuş olduğum kadın karakterin ön planda olduğu romanlara kıyasla Tina Boyd , itici gelmiyor ve ilk birkaç sahneden sonra kendisine alışıyorsunuz.
Bunun sebebi ise yazarın tüm hikayeyi Tina'nın çevresinde geliştirmiyor oluşu. Bu kitapta da yan karakterlerle hikayeyi fazlasıyla zenginleştiriyor. Toplu katliamdan hüküm giymiş Fox , Başmüfettiş Mike , terörist eylemlere sağcı bir anlayışla destek veren eski asker Cecil ve Cain ikilisi ve en çok beğendiğim yine bir eski asker olan ve sırf bir suçluya saldırdığı için hayatı tepetaklak olan Jones karakteri.
Romanın konusu gayet güzel , karakterler hoş ve bunun yanında da neredeyse 12-13 saat gibi kısa bir sürede geçen aralıksız süren aksiyonun ardından gelişen kovalamacayı kitabın 57-58 bölümüne yaymış olması. Diğer bölümler dışında sadece Jones karakterinin çevresinde gelişen olayları ve karşılaştığı problemleri yer yer birinci şahıstan anlatması da ayrı bir keyif vermekle birlikte bir sonraki kitaplarında Jones'un ana karakter olduğu bir roman gelebilir hissiyatı uyandırdı.
Yazarın teşekkürler kısmında da belirttiği gibi bilimsel altyapısı olan bir kitap ve okumayı bitirdiğinizde kesinlikle üzerinde uğraşılmış bir iş olduğunu gözler önüne seriyor. Bahsi geçen mekan isimleriyle de gerçeğe olabildiğince yakın durması da ayrıca hoşuma gitti.
Suçluları kendi yöntemleriyle halleden bir '' İnfazcı ''
Tamamen zaman kaybı olan bomboş bir roman. Vakit kaybından başka bir şey değil.
Kitabın sanki Eski Türkçeye yapılmış gibi duran çevirisine mi laf edeyim yoksa tek sayfada bile daldan dala atlayarak bir bütünlük sağlamayı bile başaramamış yazarın neredeyse her iki sayfada bir gerekli/gereksiz İrlanda'dan örnek vererek cümle kurmasına mı sinirleneyim bilemedim doğrusu. Hadi bunları geçtik diyelim romanın konusuna odaklanalım o da vasat.
Kalkıp biri bana kitabın türünü sorsa cevaplandıramayacağım nadir romanlardan ahah. Polisiye/Gerilim değil , arka kapakta anlatıldığı gibi bir pedofili konusuna dikkat çekip dram türüne de kaymamış. Macera desen yok. O kadar rastgele yazılmışki sanki eski polis bir alkolik olan Jack Taylor'ın günlüğünü okumuş gibi hissediyorsunuz.
Okur Takip Önerileri
Sokakta yaşayan / yaşamak zorunda kalan gençlerin karşılaştığı kötülükleri , babası tarafından terk edilen 15 yaşındaki bir kız çocuğunun ve akabinde öldürülen evsiz diğer kızların üzerinden konu alan bir roman.
Aslında düşünce güzel , kurgu iyi ve güzel ilerliyor ancak genelde polisiye/gerilim okuduğumdan mıdır bilemiyorum arka kapakta belirtilen olay ve devamında işlenen cinayetlerin sebebi düşünülmeden kaleme alınmış ve biraz sönük kalmış gibiydi. Ayrıca kitap , bahsi geçen olaylarla alakalı içerisinde cevapsız kalan birkaç soru barındırıyor. Bunların dışında bir kusur barındırmayan hoş bir roman diyebilirim.
Jason Statham filmleri tadında , aksiyonun eksik olmadığı bir roman.
Beklentimin yüksek olmadığı ve sadece arka kapağını okuyup konusunu beğenip bir şans vererek satın aldığım bir kitaptı. Ama Gümüş Kurt öyle geçiştirerek okuyabileceğiniz kitaplardan olmadığını ilk sayfalardan itibaren yüksek aksiyonla konuya giriş yaparak bu önyargıyı ortadan kaldırıyor.
İlk bakışta sıradan intikam romanlarına benzeyen bir konuya benzese de yazarın olayları gereksiz detaya girmeden anlatım biçimi , her bölümde farklı bir aksiyona mantık çerçevesi içinde yer vermesi , Gümüş Kurt karakterinin kim olduğunu , hangi amaca hizmet ettiğini , akıbetinin ne olduğunu bütünüyle anlatmadan son ana kadar gizlemesi ve Ryker'ın geçmişten tanıdığı isimlerin de olaya dahil edilmesiyle kitabın akıcılığını artırmış vaziyette.
Yazarın okuduğum ilk romanı olan Gümüş Kurt , Ryker serisinin 3. kitabı idi. Aksiyon , akıcılık , kurgu , yerinde bir final ve güzel betimlemelerle okuyucuya aktarılan karakterlerin olduğu bu kitabı okuduktan sonra haliyle diğer kitapları da mutlaka satın alıp okuyacağım :) Umarım yakın zamanda 4. ve 5. kitapların da Türkçe çevirisi yapılır ve Ryker serisi sonsuza kadar çevrilmesini ya da yeni baskısının çıkmasını beklediğim kitaplar arasına giriş yapmaz haha
Klasik Amerikan Polisiyesi ( Spoiler Uyarısı )
Eski asker ve stajyer CIA ajanı diyebileceğimiz erkeksi kadın kahraman , CIA emeklisi 67 yaşında profesyonel bir ajan ve bıçkın kadın kahramanımızın ön planda olduğu FBI ve CIA işbirliği neticesinde oluşturulmuş bir ekip üçgeninden oluşan klasik bir Amerikan polisiyesi diyerek özet geçmem yanlış olmaz.
Aslında arka kapağı okuduğunuzda bol
Ortalama 10 yıldır ertelediğim ya da satın almak istediğimde bulamadığım , daima sonlara sakladığım bir Grange romanı. Bazı kitaplar vardır elinizin altındadır , aklınızdadır ve okumak istersiniz ama bir şeyler engel olur. Bu kitapta benim için öyle diyebilirim. İlk ''Siyah Kan'' ile başladığım Grange romanları bambaşka bir hissiyat uyandırıyor. Gerilimi ve kan kokusunu başından sonuna kadar hissediyorsunuz.
Ölü Ruhlar Ormanı da , katilin modus operandisiyle benim için ''Siyah Kan'' romanından sonra adını ikinci sıraya yazdırmış bir Grange romanı oldu. Fazla söze gerek yok polisiye/gerilim hastası biri olarak tavsiye edebileceğim bir kitap. İyi okumalar diliyorum ve ufak bir alıntıyla incelemeyi sonlandırıyorum :)
'' - Bize karşı hiç şansın yok , diye mırıldandı Joachim. Biz ormanda yaşamıyoruz. Orman bizim içimizde. Eğer lagüne kaçarsan , sadece bize doğru yaklaşmış olursun. Biz çoktan senin içindeyiz . Biz çoktan seniz! ''
