Alçak sesle sohbet ediyorlardı, fakat bu bile bana fazla geldi. Gergin sinirlerimi uyaran her şey azap veriyordu. Dudaklar hafifçe birbirine değerken çıkan şıpırtı, çatal bıçak sesleri, tabakların şıngırtısı, her bir devinim, her bir soluk, her bir bakış beni geriyordu. Hepsi içime işleyip canımı yakıyordu. Bir budalalık yapmamak için kendimi denetlemem gerekiyordu, çünkü tüm duyularımın ateşlendiğini nabzımda duyuyordum. Bütün bu insanların hepsine elimde olmadan tek tek baktım ve öyle huzur içinde oturduklarını, ben yanıp tutuşurken onların rahatça yiyip içtiklerini görünce hepsinden nefret ettim.
İstanbul dolmadan buluşalım seninle
Buluşalım ve konuşalım biraz
Ve gördüm seni İstanbul'un ortasında el ele
Başka bir adam eliyle.
İstanbul yansın eğer seni tutacak olan değilsem ben
Yansın ve yanalım içinde gördüklerim ve sen
Söndürür yada bu sahneyi göz yaşlarım dur gitme!
Ağlayan bir erkek istanbul ortasında
Ağlayan bir erkek ve bir gül ellerimde