...mahallenin büyük çocukları alt mahalledeki sapsarı kesilmiş çorak tarlada dereden topladıkları taşları en uzağa en yukarı kim atacak diye yarışıyordu. Mavi küçük bir taş aldı yerden. Bu taş ufak olmaz dedi içinden, biraz daha büyük ve yassı bir taş olmalıydı. Buldu... Sarı saçları uzamış rüzgarda yüzüne geliyordu... küçükken saçlarını severdi...büyüdüğünde sarı saçları olacaktı mutluydu o yüzden...toprak kokulu bir gündü.. bugünler gibi yağmur baharı yazdan ayırıyordu...Mavi gökyüzünde buluta, yerde toprağa baktı ve elindeki taşı gökyüzüne tüm gücüyle savurdu...taş yassı olduğu için rüzgarda yalpala yalpala gidip aşağı doğru yine aynı saçmalıkla inmeye başladı ki o an Mavi şaşkın durdu durmaması gereken yerde...attığı taşla kendini vurdu...canı acıdı ama o kadar komik geldi ki başına düşen taş... ağlamadı...ama gülmedi de...mavinin saçları büyüdüğünde sarı da olmadı zaten... attığı hiçbir taşla kendini de vurmadı...