Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanırım adalet, vicdanımız ile yasa arasında bir yerde duruyor.
İnsan denen bu tuhaf yaratığı kötülükten uzak tutacak ne bir güç var, ne de bir yasa.
Reklam
Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Bu din galip gelecek, denizleri aşacak, hatta Allah yolunda atlarla savaşlara gidilecektir. Sonra Kuran okuyan bir kavim gelecek ve Kuran okuduklarında; "Biz Kuran okuduk, bizim kadar kim okuyor, kim bizden iyi biliyor?" diyecekler." Sonra ashabina döndü ve bu yurdu ki: "Siz bunlarda bir hayır görüyor musunuz?" Sahabeler: "Hayır" dediler. Buyurdu ki, "Onlar sizlerden, bu ümmettendirler ve onlar cehennem yakıtıdırlar."
Sayfa 97 - Üç S BasımKitabı okuyor
"Kimse kimseyi tanıyamaz. Tanıdığımızı sanırız. Tanıdığımız kadarına inanırız. Eğer gerçekten tanısak, bırakın aşkı filan, kimse kimseyle arkadaş bile olamaz."
Sayfa 56 - YKYKitabı okudu
Sultan, Meşrutiyet'i toplumun taşıyabilecek olgunlukta olmadığının farkındaydı. Kurumların yapılanması, yöneticilerin yetişmesi zaman alacaktı. Devlet yönetimi üzerine rehberlik edecek bir çevre mevcut değildi. Mevcut asker ve yöneticilerin basiretsizliği ortadaydı. Son zamanlarda yabancı devletlerin kültür sahasında yürüttüğü faaliyetlere onlar da alet oluyordu. Mesele, Harbiye Nezareti'nin bahçesine sahne kurdurulup subaylara tiyatro oynatıyorlardı. Kendisini bu oyunlardan birine davet eden Mabeyn kâtibine Sultan şunları söylemişti: "Bu vatan oyunu halkı ihtilale davet için tertip edilmiş bir oyundur. Şimdi halkın efkârını teskin ve asayişi muhafaza etmek lâzım gelirken, hâlâ halkın zihnine heyecan vermeye çalışıyorlar. Bir de zabitlerimiz, askerlerimiz hep oyuncu olmuş, hele bu hiç caiz değildir. Asker tiyatro oyuncusu olur mu? Askerlik şerefi nerede kalır? Zabitlerimizin tiyatrolarda oyunculuk ettiklerini neferler görürlerse böyle zabitana Türkler hiç hürmet eder mi? "Bir de bu kulüpler nedir? Arap kulübü, Arnavud kulübü, Rum kulübü velhasıl her millet kendisine bir kulüp yapmış. Bunlar fena şeyler. Bu devlet birçok muhtelif kavimlerden terekküb etmiştir. Bunları birleştirmeye çalışmalıdır. Bu gidişe bakılırsa her kavim ayrı ayrı yaşamaya hazırlanıyor..."
Sayfa 191Kitabı okudu
"İstikbalde büyükler yetiştirmek isteyen bir kavim, eslâfin [geçmişte yaşamış büyüklerin] hatıralarını bir huşû-ı dinî ile takdis ve taziz etmelidir" (Köprülüzâde Mehmet Fuat Bey).
Sayfa 44 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Âşık olan kimse maşukunun kavim ve kabilesine ve o kabileyi ne kadar alakadar eden varsa hayvanlarına varıncaya kadar hepsine sevgi duyar."
Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm Karac’oğlan der ki kondum gözülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Sayfa 162 - Deniz Yayınları.
İnsanları mutlu etmek için çiçek vermek yetmez onların ihtiyaçları olan şeyi vereceksin. o da çok zor çünkü kimin neye ihtiyacı olduğunu bilemezsin. insanlar çoğu zaman kendileri bile bilmiyor neye ihtiyaçları olduğunu.
Sayfa 340Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.