Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitab Bey

İşte ben. Süleyman Koç. Memur oldum, herkesi sevindirdim.
Reklam
Unut sabah namazında safta durmayı. Nöbettesin. Unut amcaoğlunun cenazesini, fazla mesai. Boynundaki hamaylı çöz at, güldürme kimseyi yavuklunun verdiği çevreyi göstererek. Bak eller dünyayı değiştirmişler, sen de değiştir dünyayı. Yarınlar senin. Çocuğunu başkası büyütecek, hafta sonları görürsün. Aşını başkaları pişirecek, sen yersin. Karını akşamdan akşama bulursun. Yorgunluktan kemiklerin sızlayacak, aldırma. Taksitle al evini, taksitle döşe, taksitle yaşa. Seni de başkaları yaşatıyor, inan buna. Ziller, düğmeler, levyeler, planlar, çok uluslu şirketler. Evet, anladık bostana su sabah serininde girermiş, ayrılık olur deyi gözden öpmek iyi değilmiş, tohum ekmeden önce iki rekât namaz kılıp "kurdunan kuşunan, eşinen dostunan yemek nasip eyle" demek gerekmiş.
Beni kanaryalara, mangal başına, nohut oda, bakla sofralara mı çağırıyorsun Süheyla? Beni...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güya ki, bizim tekkemize uzaklardan giyinip kuşanıp ve keselerine hayli akça koyup ve mercedes denilen arabaları ile gece gündüz demeyip sürüp gelen ve geldiğinde ne ise de ayrılıp gittiğinde yüzün asıp: "Perişanlık diz boyudur... Hizmetler yerli yerince değildir... Tekkede yatanlar tahta kurusundan bizar olmakta, yenilen aş aş olmaktan çıkmaktadır ve sohbette lezzet, zikrullahta bereket kalmamıştır ve daha neler nelerdir..." diye dünya ahvaline ve masivaya dair ne kadar kıyl-u kâl var ise eder olmuşlar...
.... Süs olsun diye dikilen ağaçları sevmiyorum. Çiçek dediğin açmalı, ağaç dediğin meyve vermeli. .....