Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

16 Ocak Gecesi

Ayn Rand

En Eski 16 Ocak Gecesi Sözleri ve Alıntıları

En Eski 16 Ocak Gecesi sözleri ve alıntılarını, en eski 16 Ocak Gecesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Genel kanı, edebi bir eserin ciddi olması halinde insanları sıkıntıdan öldüreceği, eğlenceli bir eserin ise önemli hiçbir konuya parmak basamayacağıydı.
Sayfa 9 - Plato
O dönemlerde beynimin bütün gücünü dogmalara karşı kullanıyordum. Bu savaşı bugün de aynı şiddetle sürdürüyorum ama artık gençliğimdeki gibi acı çekerek değil.
Sayfa 9 - Plato Yayınları
Reklam
Diyelim ki, bir başka kadın erkeğinizin ruhuna hitap etti...Sizin çok başarılı olduğunuz onun hayvani isteklerini tatmin etme konusunda değil de onu değiştirme ve kuralsız yaşama prensiplerini düzeltip, başka bir insan yapma konusunda başarılı oldu ve onu kendi idealindeki erkek haline getirdi. Böyle bir değişim geçirse de onu yine sever miydiniz?
Sayfa 79 - Plato Film YayınlarıKitabı okudu
Diyelim ki, bir başka kadın erkeğinizin ruhuna hitap etti...Sizin çok başarılı olduğunuz onun hayvani isteklerini tatmin etme konusunda değil de onu değiştirme ve kuralsız yaşama prensiplerini düzeltip, başka bir insan yapma konusunda başarılı oldu ve onu kendi idealindeki erkek haline getirdi. Böyle bir değişim geçirse de onu yine sever miydiniz?
Genel kanı, edebi bir eserin ciddi olması halinde insanları sıkıntıdan öldüreceği, eğlenceli bir eserin ise önemli hiç bir konuya parmak basamayacağıydı. ( Bunun anlamı “iyi” olan acılı olur ve düşük zeka seviyesindekilere keyif verir)
Bir erkeğin işiyle ya­tak odası arasındaki sınıra dikkat etmemesi iyi bir şey değildir.
Reklam
Birimiz yalan söylüyor. Ve ikimiz de yalan söyleyenin kim olduğunu çok iyi biliyoruz.
Sayfa 51 - PlatoKitabı okudu
Eğer ki bu mutsuzluk ve acı dolu dünyada yine de bir insanın ister suçlu, ister ahlaksız, ister aşağılık nitelendirilsin, yaşama isteğini kaybetmeyip dünyayı fethe kalkması aslında hepimizin ihtiyacı olan bir itici güçse, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da ancak kendi kurallarını kendi koyan bir ruh ilerlemeyi sağlayabilecekse ve hataları ne olursa olsun kendi özünü hiç kaybetmemiş böyle özgüvenli bir insana kalbinizin derinliklerinde saygı duyabiliyorsanız, gerçek büyüklüğe ve etrafınızdakilerden farklı bir yaşam duyusuna sahipsiniz demektir.
Sayfa 95 - Plato Film Yayıncılık - 3. Baskı : İstanbul, Ocak 2013 - Çeviren: İzzettin Çalışlar
FLINT: Bu süre içinde patronunuzun ne kadar il­legal faaliyeti olduğunu ve ne suçlar işlediğini biliyor muydunuz? JUNGQUIST: Hayır. Böyle bir şeyden haberim ol­madı. FLINT: Peki bunları sonradan öğrendiniz mi? JUNGQUIST: (Sükunetini bozmaz) Hayır. Böyle bir şeyden hala haberim yok. FLINT: Haberiniz yok demek... Peki bütün bu par­lak fınansal operasyonlarını da mı bilmiyorsunuz? JUNGQUIST: Herr Faulkner’in başkalarının cesa­ret edip de yapamadıklarını yaptığını biliyorum. Ondan hiçbir zaman kuşkulanmadım. Yanlış bir şey yapmadığı­nı biliyorum sadece. FLINT: Yanlış bir şey yapmadığını nereden biliyor­ sunuz? JUNGQUIST: Çünkü onun adı Björn Faulkner. FLINT: Ve adı bu olanlar yanlış yapamaz... JUNGQUIST: Bakın beyefendi, sizin veya benim gibi küçük adamlar Björn Faulkner gibi biriyle karşı karşıya kaldığı zamanlar başımızı öne eğer ve yapmamız gerekeni söylemesini bekleriz. Bazen emir alırız. O za­man da soru sormadan yerine getiririz. FLINT: Ne kadar hoş. Ustanıza olan bağlılığınız hayranlık uyandırıcı. Onun için yapmayacağınız şey yok sanıyorum... JUNGQUIST: Öyle. FLINT: Karen Andre’ye de aynı derecede bağlı mı­sınız? JUNGQUIST: (Anlamlı bir bakışla) Hanımefendi Herr Faulkner için çok değerliydi. FLINT: Dolayısıyla ustanızın hatırı için bir kaç kü­çük yalan söylemenin de fazla önemli olmayacağını dü­şünürsünüz herhalde... STEVENS: itiraz ediyoruz Sayın Yargıç! YARGIÇ HEATH: itirazınız kabul edildi. JUNGQUIST: (Sakince) Yalan söylemedim efen­dim. Patronum ölmüş olduğuna göre benden yalan söy­lememi isteyemez. Ama gerekseydi sizin için doğruyu söyleyeceğime onun için yalan söylemeyi tercih ederdim.
Patlatacaksın böylelerine
STEVENS: Adınız? KAREN: Karen Andre STEVENS: Son işiniz neydi? KAREN: Bjorn Faulkner’in sekreteriydim. STEVENS: Bu işi kaç yıl yaptınız? KAREN: On yıl. STEVENS: Patronunuzla ilk karşılaşmanızı anlatır mısınız? KAREN: Stenocu arayan bir eleman ilanı gördüm ve işe başvurdum.Onu ilk kez Stockholm’ün kenar mahallelerinden birindeki ofisinde gördüm. Yalnızdı. Bu benim ilk işimdi. Orası da onun ilk ofisiymiş. STEVENS: Sizi nasıl karşıladı? KAREN: Ayağa kalktı, hiç bir şey söylemeden bana baktı. Konuşmazken bile karşısındakini aşağılayan bir ifadesi vardı. Öyle dik dik bakardı ki karşısında çok uzun süre duramazdınız. Nedense ya önünde diz çök­mek ya da suratının ortasına bir tane patlatmak istedi­ğimi hatırlıyorum,
159 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.