"Yüreğim karşında şimdi çırılçıplak.Bana mutluluk vermeyeceksen eğer, bırakıp bir köşeye de atma.Dilersen beni yere vur.Fakat alaylara maruz kalarak ölmek istemem.Sevişirken geri çekmek olmaz.Göklerdeki yüce efendi!"
Kesinlikle okunması gereken kitaplardan algılarımızı ve bizim alışılagelmiş gerçeklik dünyamızdan alıp tepe taklak eden yazar ve bunu yaparken de sanki çok basit ve sıradan bir şeyden bahsediyormuş hissine kapilacağınız bir eser
1Q84 (Tek Cilt)Haruki Murakami · Doğan Kitap · 20163,444 okunma
Merhaba kitap severler!
Bugün sizlere Haruki Murakami'nin "1Q84" adlı romanını anlatmak istiyorum. Evet, Murakami'nin o büyülü dünyasına bir kez daha dalıyoruz. Bu sefer, alternatif bir gerçeklikte geçen, kafa karıştırıcı ama bir o kadar da sürükleyici bir hikaye ile karşı karşıyayız.
Öncelikle kısaca konusundan bahsedeyim:
Iyilikle kötülük durgun sabit şeyler değildir. Sürekli yerlerini ve konumlarını değiştirirler.Bir iyilik bir süre sonra kötülüğe dönüştürebilir.Tersi de olur.
Belli bir yaşı geçince yaşam dediğin sahip olduğun şeyleri sürekli olarak kaybettiğim bir süreçten öteye geçme hale gelir .Önemli şeyler birer birer tarğın dişlerini sökülmesi gibi insanların elinden kayıp gider .Sevdiğin insanlar önce biri ,sonra diğeri hayatından yok olup giderler.
“Proust’un Kayıp Zamanın İzinde’sine ne dersin?” dedi Tamaru. “Eğer okumadıysan okuman için iyi bir fırsat olabilir.”
“Sen okudun mu?”
“Hayır. Benim hapishaneye girmişliğim yok. Bir yerlerde uzun süre gizlenmemi gerektiren bir durum da olmadı. Öyle bir durum çıkmayınca Kayıp Zamanın İzinde’yi okumanın zor olduğunu söylüyorlar.”
Uzun bir zamana yayarak okudum. Araya birkaç başka kitap bile sıkıştırdım. Ancak kesinlikle sıkıcı bir kitap değil. Tam tersi verdiğiniz aralara rağmen hikayeden kopmuyorsunuz. Bir paralel evren öyküsü de denebilir buna, bir aşk hikayesi de denebilir. 920 sayfa civarı bu eserin içinde bunlardan başka daha bir sürü şey var. Biraz hikayeden
Davranış kalıpları olmadan insan yaşamını sürdüremez. Tıpkı müziğin melodisi gibi. Fakat bu aynı zamanda insanın düşünce ve hareketlerine pranga vurur, özgürlüğünü kısıtlar. Öncelik sıralamasını değiştirir, bazı durumlarda mantığı çarpıtır.