Bu kitaba daha önce iki kez daha başlamıştım ama bir türlü devam edememiştim. Yanlış zamanda başlayınca böyle olması normal. Ama şimdi çok doğru bir zamanda hırsla başlayıp bitirdim ve beğendim! Yazarın kalemi daha önce okumuş, beğenmiştim. Hatta daha yeni iki kitabını aldım.
.
Gelelim bu kitaba; öncelikle kitabın türü polisiye. Bir kadın oldukça vahşi bir şekilde öldürülmüş, tanınmaz hâle getirilmiştir ve akıllara ilk gelen, Doc Holiday adındaki seri katilin 9. kurbanı olup olmadığıdır. Ama kitapta ölen kişi gerçekten de seri katilin işi midir? Bunun cevabını kitabın son sayfalarında öğreniyoruz.
Aslında kitap, iki düzlemde ilerliyor; bir taraftan öldürülen kızın etrafında dönüyor, bir taraftan da dedektif Nikli Liska'nın ailesi daha doğrusu oğlu Kyle etrafında. Kitap, tek bir kişinin ağzından anlatılmıyor. Birçok kişinin bakış açısını görüyoruz; cinayetle ilgili olsun, olmasın. Kitapta alt metin: Kabul edilme mücadelesi. Olduğu gibi kabul görme, birileri tarafından, kişiliği veya düşünceleri hakkında zorbalığa uğramadan yaşabilme isteği. Aslında öyle anlamlı bir yere dokunuyor ki...
Kitap öyle bol aksiyonlu vs. ilerlemiyor ama kendini okutturuyor. Iki anne ama birbirinin tam tersi. Sadece doğurmakla anne olmuyorun bir örneklemesi... Gençlerin acımasızlığı... Katilin yakinen düşünce yapısı ve deha adı altında deliliği ve yaşama hırsıyla bir insanın verdiği mücadeleyi... Hepsini okumak güzeldi, bir şans verin, derim.