Ahlakın Soykütüğü Üstüne

Friedrich Nietzsche

En Beğenilen Ahlakın Soykütüğü Üstüne Gönderileri

En Beğenilen Ahlakın Soykütüğü Üstüne kitaplarını, en beğenilen Ahlakın Soykütüğü Üstüne sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ahlakın Soykütüğü Üstüne yazarlarını, en beğenilen Ahlakın Soykütüğü Üstüne yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şen olma, keyifli olma -ya da benim dilimde, şen bilim- bir ödüldü: Uzun, yürekli, çalışkan yeraltı ciddiliğinin ödülü: olağan ki herkesin harcı değildi bu."
Reklam
Bürokratların ağırlıkta olmaları hiçbir zaman hayra alamet değildir: tıpkı demokrasinin, savaş yerine hakem mahkemelerinin, kadın eşitliğinin, merhamet dininin yükselişinin ve alçalan yaşamın belirtisi daha ne varsa hiçbirinin hayra alamet olmaması gibi.
Biz modern insanlar, bizler binlerce yıllık bir vicdan-didiklemesinin ve amansız bir kendine-işkencenin mirasçılarıyız: bu alandadır en uzun alıştırmamız, hatta belki de sanatçılığımız, ama her halükarda incelmişliğimiz, güç beğenirliğimiz. İnsan doğal eğilimlerine çok uzun bir süre “kötü gözle” baktı, öyle ki bu eğilimler sonunda “vicdan rahatsızlığı”yla eşleşti onun içinde. Tersine bir çaba da kendi başına mümkün olabilirdi - ama kimin bunun için yeterli gücü var ki? -, yani doğal olmayan eğilimleri, öbür dünyaya ulaşma, duyulara aykırı, içgüdüye aykırı, doğaya aykırı, hayvansala aykırı olana ulaşma emellerini, kısacası şimdiye kadarki, tümü yaşama düşman, dünyayı karalayan idealleri vicdan rahatsızlığıyla eşleştirme çabası. Böyle umutları ve beklentileri olan kişi yüzünü kime dönebilir ki bugün?..
İnsan hakikati bir hatadır... Ne kadar göz varsa, o kadar da hakikat vardır, yani hakikat yoktur.
Sayfa 25 - Say YayınlarıKitabı okudu
“Her şey geri ödenebilir, her şey geri ödenmelidir” ile başlamış olan adalet, geri ödeyemeyecek olanların sıvışmasına göz yummakla ve - yeryüzündeki her iyi şey gibi kendi kendini ortadan kaldırmakla son bulur. Adaletin bu kendini ortadan kaldırması: kendini nasıl da güzel bir adla adlandırdığı bilinir - bağışlama; besbellidir ki bu, en güçlü olanın ayrıcalığı, daha doğrusu onun hukuk ötesi alanı olarak kalır.
Reklam
“Bana ne benim bu asalaklarımdan,” diyebilir toplum böylece, “varsın yaşasınlar, serpilip gelişsinler: ben bunu kaldırabilecek güçteyim nasıl olsa!”...
‘Tüm bu fiskosçular, köşe bucağa yuvalanmış bu kalpazanlar perişan haldeler, buna şüphe yok, bakmayın öyle birbirlerine sokulup oturduklarına - ama bana, bu perişanlıklarının Tanrı’nın bir seçimi ve nişanı olduğunu söylüyorlar; hırpalanan köpekler en çok sevilen köpeklermiş; bu perişanlık belki de bir hazırlık, bir sınama, bir talimmiş; belki daha da fazlasıymış - ileride denkleştirilecek ve muazzam bir faizle altın olarak, hayır! mutluluk olarak geri ödenecek bir şeymiş. “En büyük mutluluk” diyorlar buna.”
Herhangi bir konuda tek başına olma hakkımız yoktur bizim: ne tek başımıza yanılabiliriz, ne de tek başımıza hakikati bulabiliriz.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.