Jonathan Stride, köprüyü aydınlatan spot ışıklarının altında yürürken kendini hayalet gibi hissediyordu. Köprünün altından çamurlu kahverengi sular hızla kanala akıyor; kabaran sular, beton dalgakıranları aşıyor ve iki buçuk metre yüksekliğe çıkıyordu. Dalgalar kendi üzerlerine devriliyor; fırtınalı gölden, daha sakin görülen iç limanlara yöneliyordu.