Dilini başlarda çok yadırgadığım - şimdi ne olmuştu? Burada ne işi vardı?- gibi cümlelerle zaman zaman bezdiren bir kitap oldu zamanla diline de alıştım. Yaklaşık 10 günde kitabı bitirebildim. Ortalama bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Güçlü diyaloglar pek fazla yok. Kendini arayan bir adamdan daha fazla düşünsel, sorgulayıcı konuşmalar beklerdim. Bulamadım. Yinede olay örgüsü güzeldi. Havada kalan şeyler oldu tabiki ama zeten kitap çok fazla içine almadı.
Kötü sonuçlar da adildir çünkü seni buna götürenler de senin tercihlerindir. -
Herkesin birden fazla kişiliği vardır. Arkadaşlarıylayken yalnız olduklarında, aileleriyleyken ve arkadaşlarıyla olduklarından farklı oluyorlardı.Bir tarafları utanılacak şeyler yaparken bir tarafları da ayni şeyleri yapan diğer insanları yargılarlar.
Kendini arayan bir adamın muhteşem kurulanmış hayatı.İnsan kim olduğunu bilmeden nasıl yaşar? Yazar eserinde detaylara çok önem vermiş,sıkılmadan okunacak bir başyapıt...
Kurgu fena değil ama bana kitaptan ziyade film senaryosu gibi geldi, kitapta bazı anlam kopuklukları var, dili ise akıcı, okuyucuyu çok yormayan bir kitap, çok bir beklenti olmadan okunabilir.
Marcus Sakey'den Akıl Labirenti'ni konusunun ilgi çekici olması nedeniyle okumuştum. Adam gözlerini açtığında kendini okyanusun içinde bulur. Sahile çıktından sonra gördüğü tek şey bir araba ve üzerine tam uyan eşyalar ve sevdiği nesneler. Hatırladığı sadece bir kadının yüzü. Kimileri bu kitabı sıkıcı bulabilir ama ortalamanın üzerinde heyecanı düşmeyen bir kitap...
Aslında gayet basit bir şantaj olayını çok ilginç bir şekilde anlatmış yazar. Fakat sonu olması gereken gibi değildi. Gereksiz bir uzatma olmuş. Devam kitabı yazmak için açık bırakılan bir kapı gibi :)
Zihninizde oluşan "Bir gün hiçbir şey hatırlamayarak uyansanız kim olmak isterdiniz? " sorusuyla başlayan kitabın her satırı heyecan ve merak uyandırarak su gibi akıp gidiyor. Ünlü bir senaristin başından geçenlerin hafızasından silinmesi ile başlayan yeni hayatı, bu hayatı oluştururken farklı insanların birbirine ağ gibi bağlanmış aynı noktada birleşen yalanlarının yeni hayatının oluşumuna katkıları.
Kitaptaki olayların birbirleri ile bağlantısını en iyi özetleyen cümle bence buydu; "Ne buz dağının ne de Titanik'in kötü niyeti yoktu ama yine de inanılmaz bir kazanın parçaları olmuşlardı (sf.402)" Heyecan ve merak içinde, soluksuz okuyacak bir kitap arıyorsanız bence kesinlikle okumalısınız :)
#akıllabirenti #marcussakey #kitap #kitapkokusu
Okuduğum ilginç kitaplardan biriydi. Zaman zaman sıkıcı olmaya başlasa da nihayet bitirmiş biri olarak içtenlikle tavsiye edebilirim. Kurgusunda kimi eksiklikler, basitlikler olsa da ters köşe yapan yerleri güzeldi.
Çırılçıplak bir şekilde kumsalda uyanan bir adam, ne adını hatırlamaktadır, ne de oraya nasıl geldiğini. Kim olduğunu bilmeden yakında yakında boş bir BMW'nin olduğunu farkeder. Araçtaki elbiseler üzerine uymaktadır. Araçta bulduğu kimlikte Daniel Hayes yazmaktadır. Kim olduğunu bulmaya çalışırken polislerin de onu aradığını farkeder. Aranma sebebi cinayettir. Öldürdüğü iddia edilen kişi de karısıdır. Daniel geçmişi ile ilgili çözülmesi gerekenlerle uğraşırken beklemediği biriyle karşılaşır. Herşey göründüğünden farklıdır.
Sonu çok güzeldi... Özellikle herşey tam bitti dediğiniz anda yine bir sürpriz çıkıyor karşınıza...
Öyle aman aman bir kitap olmasa da keyif verebilecek bir kitaptı... Tavsiye ederim...
İyi okumalar sevgili okur.. Kitaplarla kalın..
Bol aksiyonlu, heyecanlı, sürükleyici, bilmeceli, zaman zaman romantik, eğlenceli kitapdır. Devam eden hikayede bazı tezatları veya mantıksız yerleri kafanıza takmayın, kısacası hata aramadan hikayeye bir bütün olarak bakarsanız eğlenirsiniz. Aksi takdirde zaten hiçbir kitaptan zevk alamazsınız. Keyifli okumalar.
Kitap çok güzel başladı. Heyecan, gerilim, merak unsurları yüksek şekilde. Güzel kurgulanmış bir şantaj hikayesi. Ancak sona doğru yavaşladı, sonu bir parça yavan kalmış.
Marcus Sakey en sevdiğim yazarların başında geliyor. Kitaplarını okudum. Bu adamın anlatımı olayları işleyişi ve tarzı bir harika. Özellikle bu kitapta çok iyi bir olay örgüsü, harika bir dil ve akıcı anlatım var. Karakterin iç sesi olsun, hafızasını kaybeden bir insan nasıl davranır neler yapar gibi bu tür psikolojik ve nörolojik olayları çok iyi hissettirip yaşattı Sakey bana. Konuya gelecek olursak. *** Daniel Hayes uyandığında kendini bir sahilde çıplak bulur. Etrafına baktığında bir Bmw görür. İçini incelendiğinde arabanın Daniel Hayes adına kayıtlı olduğunu görür. Arabanın içinde Rolex bir saat, üzerine tam olan elbiseler ve yıpranmış bir çift ayakkabı vardır. Bunların ne olduğuna dair hiç bir bilgisi yoktur. Aklı karışık bir halde nerede olduğunu anlamaya çalışır. Aklında sadece bir kadının siması ve bir çok cevapsız sorular vardır. Hiç bir şey hatırlayamaz. Arabaya biner ve bir bilinmeze doğru yol alır. Acaba aradığı cevapları bulabilecek midir?
Konusu ilgimi çektiği için uzun zaman önce aldim ama nedense her elime aldigimda biraktim başka kitaba geçtim sanirim hissetmisim fazla begenmeyecegimi.konusu çok ilgi çekici kimi zaman gerçektende surukleyiciydi ama sanki bazi şeyler çok basitti çok tahmin edilebilirdi ne çok iyi nede kotu ortalamanin üstünde bir roman
Yorumcunun da dediği gibi zihin zorlayan bir kitaptı benim icin. Bazı yerlerde kopukluk hissetmedim değil ama Daniel'in iç sesleri beni tekrar kitaba bağladı .
Bi anda uyanıp kendini bile hatırlamayacak bir parodinin içinde hayatını ve kim olduğunu sorgulayan Danielin öyküsü. Araştırmaları sonucu öldüğünü sandığı karısı (ismi 10 kere filan değişse de) ile bu isleri başına saran Bennett i birlikte alt etme planlarını heyecan içinde okudum.
marcus sakey'nin okuduğum ilk kitabı akıl oyunlarıydı. kitap genel anlamda çok hızlı akmıyor ama yazar gizemi çok iyi korumuş ve sonunu çok iyi bağlamış. gelelim kitabın ayrıntılarına;
Kİtap, "Kim olduğunuzu unutsaydınız kim olurdunuz?" sorusu etrafında şekilleniyor. Kİtabın kahramanı bir BMW'nin yanında uyanmıştır ama ne kim olduğuna, ne de orada ne aradığına dair bir fikri vardır. Hatırlayabildiği tek şey bir kadın yüzüdür. Onun kim olduğunu bulmaktan başka çaresi de yoktur.
Dikkat spoiler içerir.
Bir adam kendini bir gün deniz kenarında boğulmak üzereyken bulur ve denizden çıkar. Hiçbir şeyi hatırlamamaktadır. Yanındaki arabaya bindiğinde Daniel Hayes adına kimlikler ve para görür. Yola çıkar ve ilerleyen zamanlarda senaryosunu yazdığı dizinin başrol oyuncusu olan eşi Laney Thayer'in öldüğünü ve kendisinin bir numaralı şüpheli olduğunu öğrenir. Herkesten kaçmaktadır. Ancak işin içinde başka işler de vardır. Bennett adında bir adam Daniel'i aramaktadır. Zamanında Laney'e şantaj yapıp 500 bin dolarlık bir kolye almasını sağlamış ama kolyeyi ele geçirememiştir. İlerleyen zamanlarda Daniel Laney ile karşılaşır. Laney Bennett'ten kaçmak için bir oyun kurmuştur ama bunu Bennett de öğrenmiştir. Kolyeyi alabilmek için bir güvenlik görevlisini, Daniel'in arkadaşı ve avukatı Sophie Ziegler'i ve erkek arkadaşını öldüren Bennett kolyeyi alıp Meksika'ya geçecektir. Daniel hafızasının kayıp kısmında Laney ile ilgili önemli bir şey unuttuğunu hisseder ama hatırlayamaz. En sonunda kolyeyi vermek için Bennett ile buluşmak zorunda kalırlar. Acaba Bennett onların peşini bırakacak mıdır? Daniel ve Laney bu işten sağ salim kurtulabilecek midir? Evlilikleri eskisi gibi devam edecek midir? Bennett'in Sophie'yi öldürmesi için adresi kim vermiştir? Keyifle bir solukta okunan bir roman.
![[̲̅t̲̅a̲̅m̲̅e̲̅r̲̅] ☾](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:96/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fuyeler%2F325014_1710085179_AxDAP.jpg){kind=small}
