Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aklın Islahı Üzerine Bir İnceleme

Baruch Spinoza

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Sıradan hayattan, sıradan insandan ve sıradan heveslerden yorulan Spinoza, artık sadece felsefeyle dinlenmek istiyor. Ruhunu ve aklını duyuların, duyguların karmaşasından kurtarıp yepyeni bir yaşam tarzı hedefliyor. Kendini, kendinin olmayan her şeyden özgürleştirip bir tek halis iyinin, bir tek halis bilginin peşinden gitmeye arıyor. Zihnine dönüyor, ruhunun derinlerine dalıyor."
Sayfa 7
“ Zihnin anlama kapasitesi azaldıkça, algı kapasitesi artar, dolayısıyla hayal etme kapasitesi de o oranda çoğalır.”
Reklam
Ezeli ve ebedi olan(a) duyulan sevgi, ruhu sevinçle besler; hem de her tür hüzünden arınmış sevinçle. İşte biz böyle bir sevince özlem duymalıyız, var gücümüzle böyle bir sevincin peşine düşmeliyiz. Ek: (a) yazar burada (olan şeye ) yazmış.
Sayfa 23
"Bilmem için, bildiğimi bilmeme gerek yoktur, hele bildiğimi bildiğimi bilmeme hiç gerek yoktur; kısaca bir üçgenin özünü anlamam için, bir dairenin özünü anlamam ne kadar gerekliyse, o da o kadar gereklidir."
Sayfa 47
Bu yüzden itibar, toplumsal ahlakın değeridir.
İtibar takıntısının büyük bir sakıncası daha var ki; o da insanların hayatlarını başkalarının algısına göre yaşama zorunda oluşudur.
Oysa sıradan insanların peşine düştüğü bütün o malum hedefler, varlığımızı korumaya en ufak bir çare sunmadıkları gibi, sürdürmemize de mâni olurlar; kendilerini elde eden insanların çoğunun ölümüne sebebiyet verirken, ellerine geçirdikleri insanların hepsinin ölümüne sebebiyet verirler. Çünkü servetleri yüzünden ölümüne işkencelere maruz kalmış insanlarla ilgili böyle bir dolu örnek var; servet elde etmek için onca tehlikeyi göze almış ve sonunda aptallıklarının bedelini canıyla ödemiş insanlarla ilgili de. İtibar kazanmak ya da itibarını kaybetmemek için sersefil hallere düşmüş insanlarla ilgili örneklerin sayısı da hiç azımsanacak gibi değil. Aşırı ihtirasları yüzünden eceline erken davetiye çıkarmış insanlarla ilgili örnekler de say say bitmez. Aslında bakarsanız bu kötülüklerin tek bir nedeni var, o da mutluluğumuzun ya da mutsuzluğumuzun kaynağının tamamen sevgiyle bağlandığımız nesnenin niteliğine tabi oluşu. Çünkü sevmediğiniz şey için kavga etmezsiniz; onu kaybetseniz, üzülmezsiniz; ona başkası sahip olsa, hiç kıskanmazsınız, endişelenmezsiniz, nefret etmezsiniz; kısaca ruh halinizde hiç dalgalanma olmaz. Bu yüzden şu sözünü ettiğimiz tüm kötülükler, gelip geçici şeylere duyduğumuz sevgiyle ilişkililer. Oysa ezeli ve ebedi olan şeye duyulan sevgi, ruhu sevinçle besler; hem de her tür hüzünden arınmış sevinçle. İşte biz böyle bir sevince özlem duymalıyız, var gücümüzle böyle bir sevincin peşine düşmeliyiz.
Reklam
Evet, doğa en iyi kılavuz; doğayı örnek almalı.
Sayfa 9
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.