Gönderi

Oysa sıradan insanların peşine düştüğü bütün o malum hedefler, varlığımızı korumaya en ufak bir çare sunmadıkları gibi, sürdürmemize de mâni olurlar; kendilerini elde eden insanların çoğunun ölümüne sebebiyet verirken, ellerine geçirdikleri insanların hepsinin ölümüne sebebiyet verirler. Çünkü servetleri yüzünden ölümüne işkencelere maruz kalmış insanlarla ilgili böyle bir dolu örnek var; servet elde etmek için onca tehlikeyi göze almış ve sonunda aptallıklarının bedelini canıyla ödemiş insanlarla ilgili de. İtibar kazanmak ya da itibarını kaybetmemek için sersefil hallere düşmüş insanlarla ilgili örneklerin sayısı da hiç azımsanacak gibi değil. Aşırı ihtirasları yüzünden eceline erken davetiye çıkarmış insanlarla ilgili örnekler de say say bitmez. Aslında bakarsanız bu kötülüklerin tek bir nedeni var, o da mutluluğumuzun ya da mutsuzluğumuzun kaynağının tamamen sevgiyle bağlandığımız nesnenin niteliğine tabi oluşu. Çünkü sevmediğiniz şey için kavga etmezsiniz; onu kaybetseniz, üzülmezsiniz; ona başkası sahip olsa, hiç kıskanmazsınız, endişelenmezsiniz, nefret etmezsiniz; kısaca ruh halinizde hiç dalgalanma olmaz. Bu yüzden şu sözünü ettiğimiz tüm kötülükler, gelip geçici şeylere duyduğumuz sevgiyle ilişkililer. Oysa ezeli ve ebedi olan şeye duyulan sevgi, ruhu sevinçle besler; hem de her tür hüzünden arınmış sevinçle. İşte biz böyle bir sevince özlem duymalıyız, var gücümüzle böyle bir sevincin peşine düşmeliyiz.
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.