"Çünkü senin bir bebeğinin olması, benim bir bebek uydurmadığım anlamına gelmez. Senin sen olman da, seni benim uydurmadığım anlamına gelmez."
"Ben zaten varım."
"Zaten. Sen zaten varsın ve aynı zamanda ben seni uydurdum. 'Zaten.' Hatırlamak için iyi bir kelime oldu. Sen artık sadece sen olarak yoksun."
"Kesinlikle artık yokum."
"Asla olmadın. Ben seni uydurduğum için, sen önceden hiç var olmadın."
"Yaptın - yaptın -" Hıçkıra hıçkıra ağlayarak.
"Ne yaptım?"
"Onu beni sevdiğinden daha fazla sevdin."
" Çünkü öyle biri yok . Eğer sen de var olmasaydın, seni de o kadar sevebilirdim. Bunu tartıştığımıza inanamıyorum."
"Her zaman, az ya da çok, başka insanlara benzemeye çalıştım ve onların benim hakkımda ne düşündüklerini merak ettim. Şimdi biliyorum, ben farklıyım. Kendim olmak istiyorum. Beni sevecek ve benim sevebileceğim birini istiyorum.”
Ama öte yandan ben sürekli birlikte uyuduğu kadının olduğu yatak odasında başka kadınları hayal eden tek erkek değilim. Hatta her zaman birlikte uyuduğu erkeğin yanındayken bu tip hayaller kuran kadınlar da var.
“Buldum. Buldum. Son soru. Sen hâlâ bir nebze olsun, kalbinin herhangi bir köşesinde, evliliğin bir aşk ilişkisi olduğu yanılsamasını taşıyor musun?.."
Bizim gibi uzun zamandır birlikte olan insanlara olan şey budur, bağımsızlık ve kırılganlık, inanılmaz boyutlarda kırılganlık ve sonra aynı derecedeki o ulaşılmazlık.