Ali Şeriati (Bir Müslüman Ütopistin Siyasi Biyografisi)

Ali Rahnema

Ali Şeriati (Bir Müslüman Ütopistin Siyasi Biyografisi) Gönderileri

Ali Şeriati (Bir Müslüman Ütopistin Siyasi Biyografisi) kitaplarını, Ali Şeriati (Bir Müslüman Ütopistin Siyasi Biyografisi) sözleri ve alıntılarını, Ali Şeriati (Bir Müslüman Ütopistin Siyasi Biyografisi) yazarlarını, Ali Şeriati (Bir Müslüman Ütopistin Siyasi Biyografisi) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ali Şeriati, eşi Puran'a evlenme teklifi ettikten sonra üstesinden gelmesi gereken çetin bir mücadele vardı. Babası Muhammed Taki din konusunda çok hassas ve katı kurallara sahipti. Ayrıca bazı âdet ve geleneklere önem veriyordu. Geleneğe göre Ali'nin evlenmesi gereken kızın aile içinden olması gerekiyordu ve kuzenlerinden biri gelin olarak seçilmişti. Ayrıca Ali'nin eşinin İslamın emirlerine kesin olarak riayet eden birisi olması gerekiyordu. Fakat eşi Puran'ın modern ailesi ile Ali'nin gelenekçi ailesi arasında büyük farklılıklar vardı. Oğlunun örtünmeyen ve evlendikten sonra da örtünmeyi istemeyen bir kızla evlenmesini Muhammed Taki kolay kabul etmezdi. Ancak bir yıllık uğraşlar sonunda hem Puran'ı hem de babasını ikna etmeyi başardı.
Sayfa 120 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
1953 yılında Musaddık'a yapılan darbeden sonra Şeriati hayatın anlamını sorgulamaya başlamıştı. Siyasette neden ilgilenmesi gerektiğini düşünüyordu. Darbenin yarattığı muazzam hayal kırıklığı ve sonrasında hissedilen hüsran ve güçsüzlük duygusu karşısında Şeriati siyasi yargılarını sorguluyordu.
Sayfa 112 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
Reklam
Şeriati'nin Ben Neyim şiiri şöyle bitiyordu: "Ben hayat gecesinin pençesine yakalanmış isimsiz ve yuvasız, ölüm güneşinin doğmasını bekleyen bir çiğ tanesiyim."
Sayfa 109 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
Şeriati gençliğinde de çokça mollaları eleştiriyordu. "Halka rehberlik edip yönlendirmek için sarığa ihtiyaç yoktur" diyordu.
Sayfa 107 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
Ahmed Kesrevi'ye göre, Şii inancındaki sapmaların kurumsallaşmasında iki faktör etkili olmuştur. Altıncı imam ve Şii fıkhının kurucusu İmam Cafer Sadık ve Safevi Hanedanlığı. Safeviler döneminde halifeler Ebu Bekir, Ömer ve Osman'a hakaret etme âdetini kurumsallaştırarak Şiilerle Sünniler arasındaki nefreti körüklediler. Yine onların döneminde İslam matem merasimlerine katılıp ağlamak, imamların türbelerinde hac yapmak ve imamlardan duayla bir şey istemek gibi belli biçimsel ritüellerle bir tutulur hale geldi.
Sayfa 13 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
Ahmed Kesrevi'ye göre iki tür İslam vardı: Dindar Peygamber'in İslam'ı ve dinin yayılmasıyla ortaya çıkan bütün farklı mezheplerin İslam'ı. Kesrevi'ye göre bu ikisi birbirine muhalifti. Mevcut İslam mollaların idaresindeydi, kimseye faydası yoktu ve büyük felaketlerin kaynağıydı. Onun iddiasına göre dinin gayesi, insanların fakirlik, işsizlik ve hastalık gibi günlük dertlerine çare bularak onların mutluluğunu temin etmekti. Kesrevi, Allah'ın rızasını kazandıracak olan davranışların bunlar olduğuna inanıyordu.
Sayfa 11 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
Reklam
Ahmed Kesrevi'ye göre İslam, insanlara mutluluk ve huzur arayışında yol gösteren meşaleydi ancak Şiilerin elinde kendi aldanış ve düşkünlüklerinin kaynağı haline geliyordu.
Sayfa 11 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
Tudeh Partisi halkın ruh halini anlıyordu. İslam'a ya da Mollalara açık veya doğrudan herhangi bir eleştiride bulunmaktan kaçındı. Tanrı'nın varlığına, dinin toplumdaki rolüne, hatta Marksist düşüncede dinin yerine dair ihtilaflı tartışmalarla çıkmaza girmektense, kendisini sosyal adalet, özgürlük, barış ve anti faşizmin tek meşru savunucusu olarak göstermek suretiyle aydınlar ve eğitimli meslek sahiplerini kendine çekmeye girişti.
Sayfa 9 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
İran'ın Marksist-Leninist Tudeh Partisi resmen 28 Eylül 1941'de kuruldu. Bu parti, "milliyetçiler ile komünistler, sosyal demokratlar, faşizm ve despotizm karşıtları gibi farklı inançlara sahip özgürlük severlerin bir araya geldiği" İran'da kendisini tek ilerlemeci parti olarak görüyordu.
Sayfa 9 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
İranlı ulemaya göre Türkiye'nin laikleşmesi, yani şeriatın, yerini insan yapımı kanunlara bırakması, kutsalın egemenliğinin yerini insan egemenliğinin almasına denkti.
Sayfa 2 - Kapı Yayınları, çev. Zehra SavanKitabı okudu
44 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.