Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alman İdeolojisi

Karl Marx

Alman İdeolojisi Sözleri ve Alıntıları

Alman İdeolojisi sözleri ve alıntılarını, Alman İdeolojisi kitap alıntılarını, Alman İdeolojisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern devlet –burjuvazinin egemenliği– emeğin özgürlüğüne dayanır.
Gökyüzünden yeryüzüne inen Alman felsefesinin tam tersine, burada, yeryüzünden gökyüzüne çıkılmaktadır. Yani, etten ve kemikten insanlara ulaşmak için, ne insanların söylediklerinden, hayal ettiklerinden, kavradıklarından, ne de anlatılan, hayal edilen ve kavranan biçimiyle insanlardan yola çıkılır; aksine, bu yaşam sürecinin ideolojik yankı ve yansımaları gerçek, faal insanlardan yola çıkılarak ve onların kendi yaşam süreçleri temelinde ortaya konur. İnsanların kafalarında oluşturdukları en olmadık hayaller bile, ister istemez, ampirik olarak kanıtlanabilir olan ve maddi temellere dayanan kendi maddi yaşam süreçlerinin yüceltilmiş yansımalarıdır.
Reklam
Burjuvalar devletlerine iyi ödeme yapar ve risk almadan düşük ödemeler yapabilsinler diye bunun bedelini ulusun ödemesini sağlarlar. İyi ödemeler yaparak devletin uşakları arasından kendilerini koruyacak bir güç, bir polis teşkilatı meydana getirirler. Kendileri vergilerini seve seve ödedikleri gibi ulusa yüksek vergiler ödetirler ki; kendi ödediklerini, riske girmeden işçilerinin sırtına vergi olarak (emek ücretinden kesinti olarak) yeniden yükleyebilsinler.
Burjuva toplum, bir aşamanın tüm ticari ve sınai yaşamını kapsar ve bu bakımdan, devlet ve ulus çerçevesini aşar; ama diğer yandansa, kendisini dışarıda milliyet olarak kabul ettirip içeride de devlet olarak örgütlemek zorundadır.
...yaşadığı çevrede kendisine en yakın duran sınıfın egemen bilincini şişirerek, "bir insan yaşamı"nın normal bilinci haline getiriyor. Bu yerel muallim dar kafalılığın üstüne çıkabilmek için, "kendi" gencini, karşısına çıkan ilk büro-genciyle, genç bir İngiliz fabrika işçisiyle, genç bir Yankee ile karşılaştırması yeter. Kırgız Kazak gencin sözünü bile etmiyoruz.
Otomatik Sistem
... büyük ölçekli sanayi, rekabeti evrenselleştirdi (büyük ölçekli sanayi aslında serbest ticarettir;...) ulaşım araçlarını geliştirdi, modern dünya pazarını kurdu, ticareti kendi hükmü altına aldı, her türlü sermayeyi sanayi sermayesine dönüştürdü ve böylece, sermayenin hızlı dolaşımını (finans sisteminin geliştirilmesi) ve merkezileşmesini sağladı. Evrensel rekabet yoluyla, tüm bireyleri, enerjilerini son haddine kadar kullanmaya zorladı. İdeolojiyi, dini, ahlakı vb. mümkün olduğunca ortadan kaldırdı; ve bunu yapamadığı yerde, onları apaçık yalanlar haline getirdi. Tüm uygar ulusları ve onların her bir üyesini, ihtiyaçlarını karşılamak için bütün dünyaya bağımlı kıldığı ölçüde, ilk kez dünya tarihini yaratarak ayrı ayrı ulusların eskiden sahip oldukları doğal özgünlüklerini yok etti. Doğa bilimlerini sermayenin boyunduruğuna aldı ve iş bölümüne doğal bir görünüş kazandıran son maskeyi de üzerinden çekip aldı. Çalışma söz konusu olduğunda, mümkün olduğu kadarıyla onun doğal niteliğini ortadan kaldırdı ve tüm doğal ilişkileri para ilişkisine çevirdi. Doğal olarak gelişmiş kentlerin yerine bir gecede yükseliveren büyük sanayi kentlerini yarattı. ... Kentin kır üzerindeki zaferini tamamladı.
Reklam
Hiyerarşi feodalizmin ideal biçimidir; feodalizm ise Ortaçağ'a özgü üretim ilişkilerinin ve ticari ilişkilerin politik biçimidir. Dolayısıyla, feodalizmin hiyerarşiye karşı mücadelesi ancak bu pratik ve maddi ilişkilerin tanımlanmasıyla açıklanabilir. Bu tanımlama ile birlikte, Ortaçağ'ın yanılsamalarını, özellikle de imparator ve papanın birbirlerine karşı mücadelede egemen kıldıkları yanılsamaları, körü körüne kabul eden şimdiye kadarki tarih anlayışı kendiliğinden son bulur.
Pratikten yalıtılmış dü­şüncenin gerçekliği ya da gerçek dışılığı üzerine yürütülen tartışma, tamamıyla skolastik bir sorundur.
Her bir proleter, gençliğinden itibaren kurban edildiği ve kendi sınıfının içinde başka bir sınıfa geçmesini (sınıf atlamasını) sağlayacak koşullara ulaşma şansı bulunmadığı için kişiliği ile emeği arasındaki çelişkiyi, kendisine zorla dayatılan yaşam koşullarını açıkça görmeye başlar.
Gümrük vergilerinin kökeninde, feodal beylerin kendi topraklarından geçen tüccarlardan –soygunculara karşı onlara sağlanan korumanın bedeli olarak– aldıkları haraçlar vardır. Daha sonra kentler tarafından da aynı şekilde dayatılan haraçlar, modern devletlerin ortaya çıkışıyla birlikte hazinenin en belirgin para biriktirme aracı haline geldi.
760 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.